Boşanma ve Ayrılık Davaları Sırasında Alınacak Önlemler
Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesine göre; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.“
Eşlerin Barınması ve Geçimi İçin Alınacak Önlemler Nelerdir?
Dava sırasında ortak konuttan kimin ayrılacağı eşler arasında kararlaştırılmamışsa hakim tarafından kararlaştırılır.
Dava açıldığı zaman eşlerden birinin geçimini temininde güçlük çektiği durumlarda, diğerinin dava devam ettiği sürece geçimine ne miktarda katkıda bulunacağına tedbir nafakası denir. Bu nafakanın miktarı hakim tarafından mali durumları gözeterek belirlenir. Tedbir nafakasının ödenmesi boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren başlar. Tedbir nafakası boşanma davası sırasında alınacak geçici önlemlerdendir, boşanma veya ayrılık kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erer.
Eşler Arasındaki Mali İlişkilere Yönelik Önlemler Nelerdir?
Eşler anlaşmayla mal ayrılığını seçmedikleri takdirde hakim açılmış olan boşanma ya da ayrılık davası esnasında eşlerin malları ile ilgili olan önlemleri de alır.
Çocuklara İlişkin Alınacak Önlemler Nelerdir ?
Dava sürerken çocukların hangi eşin yanında kalacağı, diğerinin bunların geçimine nasıl bir katkıda bulunacağı ve kişisel ilişkilerin nasıl devamlılık göstereceği de hakim tarafından belirlenir .
Ayrılık Kararı ve Sonuçları Nelerdir?
Türk Medeni Kanunu’nun 171. maddesine göre; “Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir.” Ayrılık sürecinde boşanmadan farklı olarak evlilik birliği devam etmekte olup eşlerin sadakat dahil olmak üzere karşılıklı yükümlülükleri de devam eder.
Ortak konuttan ayrılmasına karar verilen eş, o eşin artık ortak konuttan ayrılması haklı bir sebebe dayandığı için Türk Medeni Kanunu madde 164 anlamında evi terk etmiş sayılmamaktadır.
Çocuklar açısından hakim iki hususta karar verecektir. Bunlardan biri, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına diğer eşin ne miktarda katkıda bulunacağı yani iştirak nafakasının miktarı; diğeri ise çocuk ile kişisel ilişkilerdir. Çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından menfaati göz önünde tutularak kararlaştırılır. Hakim gerekli görürse çocuğu vesayet altına koyabilir
Ayrılık süresinin sonunda ayrılık kendiliğinden sona erer. Sürenin sonunda ortak hayat tekrardan kurulamamışsa eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Söz konusu davada sadece ayrılık kararının verildiği davada ispat edilmiş olgular değil, ayrılık süresi boyunca ortaya çıkanlar da göz önünde tutulur.
Boşanma Kararı ve Sonuçları Nelerdir?
Ayrılık, ister doğrudan ister boşanma davası sonunda olsun boşanmaya karar verildikten sonra kararın kesinleşmesi ile evlilik sona erer.
Evliliğin sona ermesi sonucu haricinde kararın başka sonuçları da vardır. Bu sonuçların bazılarını hakim resen düzenlerken bazıları ise taraflardan birinin isteği üzerine hakim tarafından kararlaştırılır.
Boşanma Kararının Eşler Yönünden Sonuçları Nelerdir?
Boşanma kararı ile birlikte evlilik sona erer dolayısıyla artık boşanmış olan eşler tekrardan evlenebilirler.
Türk Medeni Kanunu’nun 132 maddesine göre ise; ”Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.”
Boşanan kadın kural olarak artık eski kocasının soyadını taşıyamaz fakat bu kural olmakla beraber boşanan kadın istisnaen eski kocasının soyadını taşıyabilir. Bu durum Türk Medeni Kanunu madde 173/2’de “Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.“şeklinde düzenlenmiştir.
Eşlerin birbirlerine karşı miras hukukundan doğan haklarının sona ermesi hakkında Türk Medeni Kanunu m. 181/1 “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. “şeklinde düzenlenmiştir.
Eşler eş sıfatından kaynaklanan yasal mirasçılık haklarını kaybedecekleri için aralarında yasal mirasçı olmayı gerektirecek kan hısımlıkları varsa yasal mirasçılıkları devam eder. Eşlerin birbirleriyle yapmış oldukları ölüme bağlı tasarruflar bakımından ise eğer tasarrufun boşanma halinde de hüküm ifade edeceği açık olarak belirtilmişse, lehine tasarruf yapılan eş boşanmadan sonra da diğer eşinin ölümü halinde de hak sahibi olur.
Boşanma Kararının Çocuklar Yönünden Sonuçları Nelerdir?
Çocuklara ilişkin sonuçları Türk Medeni Kanunu madde 325’deki durum hariç hakim, boşanma kararında düzenler.
Velayet Nedir?
Velayete karar verirken hakimi bağlayan tek husus, çocuğun menfaatidir. Çocuğun menfaati gerektiriyorsa hakim çocuğu ana veya babadan birinin velayeti altına koymayarak vesayet altına da koyabilir. Fakat bunun için hem ana hem de baba açısından velayetin kaldırılması sebeplerinden biri bulunmalıdır.
Hakim çocuğun daha iyi yetişeceği kanaatinde ise, çocuğu manevi durumu iyi olmayan veya boşanmada kusurlu olan eşe verebilir .
Hakimin çocuğun velayetine ilişkin vermiş olduğu karar nihai değildir. Bu durum Türk Medeni Kanunu madde 183’te “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Çocukla Kişisel İlişki Kurulması
Velayetin ana veya babadan birine verilmesi ile sadece diğerinin çocuk üzerindeki velayeti sona erer ancak çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı devam etmektedir. Bu durum Türk Medeni Kanunu madde 323’te “Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. “ şeklinde düzenlenmiştir.
Hakim yalnızca çocuğun çıkarlarını göz önünde bulunduracaktır. Velayet hakkına sahip olmayan ana veya baba ile çocuğun görüşme yerini, süresini, çocukla tek başına mı yoksa bir refakatçi ile mi birlikte olacağını çocuğa faydalı olacak şekilde çocuğun menfaatleri doğrultusunda belirleyecektir.
Ana veya baba ile kişisel ilişki kurulmasından farklı olarak, 3. kişi ile çocuk arasında yalnızca olağanüstü bir durumun bulunması halinde yani 3. kişiyle çocuk arasında ilişki kurulmasını haklı gösterecek bir yakınlığın bulunması halinde ilişki kurulmasına izin verilir.
Çocuğa İştirak Nafakası Bağlanması
Hakim, çocuğun menfaati gerektiriyorsa iştirak nafakasına resen hükmeder. İştirak nafakasının hesaplanmasında bunu ödeyecek kişinin ve çocuğun bırakıldığı ana ya da babanın mali gücü ile çocuğun menfaat ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulur.
İştirak nafakası kararın kesinleşmesi ile birlikte ödenmeye başlanır ve kural olarak çocuk ergen oluncaya dek devam eder. Fakat çocuk ergin olmasına rağmen eğitime devam ediyorsa iştirak nafakası, çocuğun eğitimi sona erinceye kadar devam eder. Bu durum haricinde çocuk ergen olduktan sonra da bakıma muhtaç durumda ise iştirak nafakası yerine Türk Medeni Kanunu madde 364’te düzenlenmiş olan yardım nafakasını isteyebilir.
Boşanma Sonrası Evlilik Birliği İçerisinde Doğmuş Ortak Küçük Çocuğun Soyadı
Eğer soyadı değişikliği çocuğun üstün yararı bakımından bir aykırılık oluşturuyorsa boşanma sonrası velayete sahip ana ayırt etme gücünden yoksun küçük çocuğun soyadını Türk Medeni Kanunu madde 27 hükmü uyarınca haklı bir sebep mevcut dahilinde soyadını değiştirme davası ile değiştirebilir.
Boşanmanın Mali Sonuçları Nelerdir?
Boşanmanın mali sonuçları maddi ve manevi tazminat istenmesi ile nafakadır.
Boşanmanın Mali Sonucu Açısından Maddi Tazminat Nedir?
Türk Medeni Kanunu madde 174/1 hükmüne göre, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.” Dolayısıyla maddi tazminat istemenin bazı şartları vardır.
Maddi tazminat isteyen eşin boşanmada hiç kusurunun bulunmaması veya kusurunun diğer eşten daha az olması, davalı tarafı kusurlu olması davacının mevcut ya da beklenen bir menfaatinin zedelenmesi.
Maddi tazminatın boşanma davası ile birlikte istenmesi şart değildir, ayrı bir dava ile de talep edilebilir. Tazminat miktarını; hakim, tarafların mali ve sosyal durumlarına göre kusur derecelerini de göz önünde bulundurarak uygun olarak belirler.
Boşanmanın Mali Sonucu Açısından Manevi Tazminat Nedir?
Türk Medeni Kanunu madde 174/2 hükmüne göre “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.“
Manevi tazminat istemenin bazı şartları vardır. Davalının kusurlu olması, davacının kişilik hakkının zedelenmesi.
Hakim, manevi tazminat olarak Türk Medeni Kanunu madde 174/2’ye göre paradan başka bir şeye karar veremez. Manevi tazminatın miktarı hakim tarafından belirlenir. Manevi tazminat davası boşanma davasından ayrı olarak açılabilir.
Boşanmanın Mali Sonucu Açısından Yoksulluk Nafakası Nedir?
Türk Medeni Kanunu madde 175/1 “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yoksulluk nafakasının şartları şunlardır:
- Taraflardan birinin talepte bulunması,
- Talepte bulunan eşin kusursuz ya da daha az kusurlu olması,
- Nafaka isteyen eşin yoksulluğa düşmesi,
- Takdir edilecek nafakanın bunu ödeyecek olan eşin maliye gücü ile orantılı olması.
Yoksulluk nafakası süresizdir ancak nafaka alacaklısı eş belirli bir süre için talep etmişse hakim taleple bağlı olup, süresiz veya talep edilen süreden daha uzun süreli bir nafakaya hükmedemez.
Manevi tazminat irat şeklinde ödenemezken, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası toptan ya da irat şeklinde ödenebilir. Ödeme biçimi kural olarak hakim tarafından kararlaştırılsa da tarafların bu hususta anlaşmalarına da bir engel yoktur.
Türk Medeni Kanunu madde 178’de evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının zamanaşımı şu şekilde düzenlenmiştir “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar”
Ziynet Eşyalarının Ve Diğer Takıların İadesi Talebi
Kadına özgü nitelikteki ziynet eşyaları eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşinin mülkiyetinde olduğu Yargıtay’ca kabul edilir. Erkeğe özgü takılar bakımından da bu husus geçerlidir.
Hangi eşe takıldığına önem verilmeksizin malik olduğunu iddia eden eşe ispatlama külfeti yüklemekte, eğer bu ispat gerçekleşmezse eşler arasındaki mal rejimi yürürlükte ise eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Zeynep Öykü ÖNDER