Ceza Hukukunda Davanın Reddi Nedir?
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “duruşmanın sona ermesi ve hüküm” başlıklı bölümünde kanunun 223. maddesinde ceza hukukunda davanın reddi düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanununun 223. Maddesinin 7. Fıkrasına göre davanın sonunda hüküm verilirken; aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm verilirken; aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verileceği ifade edilmiştir. Davanın reddi madde başlığından da anlaşılacağı üzere bir hüküm çeşididir.
Bu kapsamda aşağıda
CMK madde 223/7 uyarınca hüküm verilirken; aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir. Davının reddi bir hüküm çeşidi olup, ceza hukukumuzun aynı fiilden dolayı bir kez yargılama yapılır ilkesinin gereğidir.
Hüküm çeşitlerinin aynı olay üzerinde birleşmesi mümkündür. Bu nedenle ceza muhakemesinde verilecek hükümler arasında sanığın lehine sıralama yapmak gerekmektedir.
Ceza Muhakemesinde Davanın Reddi Haricinde Verilebilecek Hükümler
1. Beraat
Beraat sanık hakkında verilen kararlar içerisinde sanığın en lehine olan karar niteliğindedir. Beraat kararına ilişkin düzenleme Ceza Muhakemesi Kanununun 223. Maddesinin 2. Fıkrasında yer almaktadır.
|
Mahkemece bu madde kapsamında beraat hükmü verilirken sayılan hallerden hangisinin dayanak yapıldığı gerekçeli kararda açıklanmalıdır. Aksi halde gerekçe yetersizliğinden bu husus bozma sebebi olabilecektir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 223. Maddesinin 9. Fıkrası uyarınca derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez. Burada kastedilen birden fazla kararın verilebilme imkânının olması halinde sanığın lehine kararın seçilmesidir.
- Yüklenen Fiilin Kanunda Suç Olarak Tanımlanmamış Olması
Anayasanın 38. Maddesine göre; “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez”. Bu durumda suç sayılan fiilin kanunda düzenleniş tarihi yüklenen fiilin gerçekleştirme tarihinden önce olmalıdır.
- Suçun Sanık Tarafından İşlenmediğinin Sabit Olması
Sanığın suçu işlemediğinin sabit olması kavramı ile anlatılmak istenen kovuşturma aşamasında incelenen deliller ile isnat edilen fiilin işlemediğinin ortaya çıkmasıdır. Bu durumda yüklenen suç bir kimse tarafından işlenmişse de bu kişi dosya kapsamındaki sanık değildir. Bu durumun söz konusu olması için suçun başka bir kişi tarafından işlendiğinin ispatlanması veya dosya kapsamındaki sanığın suçu işlemediğinin delillerle sabit olması gerekmektedir.
- Sanığın Kast veya Taksirinin Bulunmaması
Failin ortaya koyduğu fiil hakkında kast veya taksirinin bulunmaması hali kanunda beraat kararı verilecek hallerden biri olarak düzenlenmiştir.
- Hukuka Uygunluk Nedenlerinin Bulunması
Hukuka aykırılık suçun unsurlarından biridir. Kanunda sayılan hukuka uygunluk hallerinin mevcut olması halinde fiil her ne kadar kanunda belirtilen suç tanımına uysa da hukuka aykırı olmayacaktır. Kanunda sayılan hukuka uygunluk halleri ise şu şekildedir; Kanun hükmünü yerine getirme emrin ifası, meşru savunma, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Olayda hukuka uygunluk nedeninin mevcut olması ve bu kapsamda beraat kararı verilmesi halinde kararın gerekçesinde hangi hukuka uygunluk nedenine dayanılarak beraat kararı verildiği belirtilmelidir.
- Suçun Sanık Tarafından İşlendiğinin Sabit Olmaması
Yüklenen fiilin sanık tarafından gerçekleştiğinin sabit olmaması beraat hükmü verilmesini gerektirmektedir. Bu durumda fiilin sanık tarafından işlenip işlenmediği delillerle tam olarak ortaya konulamamıştır. Bu sebebin varlığı için ya sanık hakkında bulunan delillerin yetersiz kalması ya da sanık hakkında hiç delil bulunmaması gerekmektedir.
2. Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Kararı
Ceza Muhakemesi Kanununun 223. Maddesinin 3. Ve 4. Fıkrası ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilebilecek halleri düzenlemiştir. Bu düzenlemeye göre göre ceza verilmesine yer olmadığı kararı üst başlık olarak iki halde verilebilir. Birincisi kusurun bulunmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı iken ikincisi ise cezasızlık halleri nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı kararıdır.
|
- Yüklenen Suçla Bağlantılı Olarak Yaş Küçüklüğü, Akıl Hastalığı veya Sağır ve Dilsizlik Hali ya da Geçici Nedenlerin Bulunması
Yaş küçüklüğüne dair hususlar Türk Ceza Kanununun 31. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.”
Diğer bir husus ise Türk Ceza Kanununun 33. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır”
Geçici nedenler ibaresiyle anlatılmak istenen ise irade dışı alınan alkol ve uyuşturucu madde etkisi değerlendirilebilir.
- Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi
Bu durumun uygulama alanı bulabilmesi için hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi gerekmektedir. Zaten amirin verdiği emrin hukuka uygun olması halinde emri ifa edilirse emri verenle birlikte emri yerine getiren bakımından bir hukuka uygunluk sebebiyetinin mevcudiyeti söz konusu olacaktır.
- Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması
Türk Ceza Kanununun 27. Maddesinin 2. Fıkrası bu hususu şu şekilde düzenlemiştir; “Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez” Meşru savunmada mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaşla sınırın aşılmasının kasten veya taksirle olması önemli değildir.
- Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi
Türk Ceza Kanununun 30. Maddesinin 3. fıkrasında “Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu durumda kişi hakkında ceza verilmesine yer olmayacaktır.
- Etkin pişmanlık
Etkin pişmanlık, suçun tamamlanmasından sonra failin zararı gidermeye yönelik kanun hükmünde aranan bazı davranışları yerine getirmesidir. Yani bu kavram cezanın kaldırılmasını veya cezada indirim yapılmasını gerektiren bir nedendir.
- Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı
Şahsi cezasızlık sebepleri mevcutsa yalnız bu sebebe sahip kişiler cezasızlık halinden faydalanacaktır. Savcılık tarafından iddianame düzenlenir ve dava açılırsa, mahkememe suçun oluştuğu yönünde kanaat getirirse şahsi cezasızlık sebebinin mevcut olması nedeniyle “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilecektir.
- Karşılıklı hakaret
Türk Ceza Kanununun 129. Maddesi karşılıklı hakaret durumunu şu şekilde düzenlemiştir; “ Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir”. Yani bu durumda karşılıklı hakaret halinde ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilebilecektir.
- İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı
Bu hale örnek olarak hırsızlık suçu kapsamında yapılan düzenleme verilebilecektir. Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı sebebiyle cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten vazgeçilebilir. Yine yağma ve zimmet bakımından da Türk Ceza Kanununda fiilin haksızlık içeriğinin azlığı hakkında düzenlemelere yer verilmiştir.
3. Mahkumiyet
Ceza muhakemesinde verilebilecek hükümlerden biri olan mahkumiyet hükmü Ceza Muhakemesi Kanununun 223. Maddesinin 5. Fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir;
|
Sanığın suçu işlediğinin sabit olması, şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanmışsa bu durumda kişi hakkında mahkumiyet kararı verilerek infaz aşamasına geçilir. Mahkumiyet hükmü ile Türk Ceza Kanununun 45. Maddesinde sayılan cezalardan birine hükmedilir. 45. Madde düzenlemesi ; “Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.” Şeklindedir. Suçu işlediği hususunda şüphe bulunmayan sanık hakkında mahkûmiyetin yanında güvenlik tedbirine de hükmedilebilecekse de mahkumiyet kararı ortadan kalkmayacaktır.
4. Güvenlik Tedbirlerine Hükmedilmesi
Güvenlik tedbirine hükmedilmesi yönündeki hüküm Ceza Muhakemesi Kanununun 223. Maddesinin 6. Fıkrasında düzenlenmiştir.
|
Güvenlik tedbirleri failin tehlikelilik seviyesine göre suçun konusu ile ilgili eğitme, iyileştirme, tedavi etme, amacı güden bir ceza hukuku bir yaptırımdır. Bu yaptırımla hem kişinin ıslahı ve topluma kazandırılması hem de toplumun huzurunun korunması amaçlanır.
Türk Ceza Kanununda güvenlik tedbirleri, 53. Madde ve devamında düzenlenmiştir. Bu güvenlik tedbirleri; belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, müsadere, çocuklara yönelik güvenlik tedbirleri, akıl hastalarına ilişkin güvenlik tedbirleri, tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri gibi sıralanabilir.
5.Davanın Düşmesi
Madde metninden de görüleceği şekilde iki halde davanın düşmesine karar verilebilmektedir. Birincisi kanunda öngörülen düşme sebeplerinin varlığıdır. İkincisi ise soruşturma veya kovuşturma şartlarının gerçekleşmemesidir. Düşme kararı yargılamanın sonunun beklenmesine gerek olmayıp düşme kararı verilmesini gerektiren sebep ortaya çıktığında bu yönde bir karar verilebilir.
TCK kapsamında sayılan düşme sebepleri ise şu şekildedir; Sanığın ölümü, af, dava zamanaşımı, şikayetten vazgeçme ve ön ödeme
|
Ceza Muhakemesinde Davanın Reddi
Ceza muhakemesinde davanın reddi kavramına kanunun 223. Maddesinin 7. Fıkrasında yer verilmiştir.
|
Aynı fiilden dolayı daha önce yapılan bir yargılama varsa “non bis in idem” kuralı gereği reddedilmelidir. Bu kurak aynı eylemden dolayı bir kişinin birden fazla kez cezalandırılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle aynı fiil sebebiyle farklı bir yargılama bulunması hukuken kabul edilebilecektir. Örneğin işlenen fiil hakkında bir ceza yargılaması yapılıp ceza verilmiş olması bu fiile dayanarak tazminat davası açılmasını engellemeyecektir.
“Non bis in idem” kuralı kapsamında hüküm, Türkiye’de verilmiş olabileceği gibi yabancı ülkede verilmiş bir hüküm de olabilir.
Davanın reddi kararı, gerçek anlamda hüküm olarak nitelendirilmemektedir. Bu kararın verilmesi için yargılamanın sonuna kadar beklenmesine gerek yoktur.
Bu ilkenin içeriğini ceza muhakemesindeki tekrarlama yasağı oluşturmaktadır. Yani kişinin ve fiilin aynılığı oluşturmaktadır. Kişinin aynılığı koşulu ile anlatılmak istenen, aynı fiil hakkında yargılanan kişi hakkında aynı fiilden dolayı ikinci bir yargılamanın yapılmamasını gerektirecektir. Fiilin aynılığı ise hükme konu teşkil eden fiilin aynı olmamasını gerektirmektedir. Yani ceza davasının konusu olan bir fiil, hüküm verilmiş olması durumunda başka bir ceza davasının konusunu oluşturamayacaktır.
Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden hüküm bulunması veya dava açılmış olması sebebiyle davanın reddine karar verilen Yargıtay kararlarına yer vermekte fayda vardır.
|
|
Sonuç Olarak
CMK madde 223/7 uyarınca hüküm verilirken; aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir. Davının reddi bir hüküm çeşidi olup, ceza hukukumuzun aynı fiilden dolayı bir kez yargılama yapılır ilkesinin gereğidir. Eğer Ceza hukuku ile ilgili yasal desteğe veya danışmanlığa ihtiyacınız var ise hukuk büromuzun uzman ceza hukuku avukatları ile temasa geçebilirsiniz.