Davanın Tarafları Kimlerdir
Bir davanın iki tarafı vardır: davacı ve davalı.
Davacı, davayı mahkemeye açan kişiyi ifade eder. Davalı ise davaya karşı hakkını savunmak zorunda olan kişidir.
Taraf Ehliyeti Nedir?
Davada taraf olabilme yeteneği olarak tanımlanan taraf ehliyeti, hak ehliyetinin dava sürecindeki eşdeğeridir. Taraf ehliyeti, davanın geçerliliği için gereklidir ve mahkeme bu eksikliği otomatik olarak dikkate alırken, taraflar da bunu ileri sürebilir.
a) Gerçek kişiler, doğumlarıyla birlikte hak ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahip olurlar. Ölümle birlikte ise taraf ehliyeti sona erer ve ölen kişi adına dava açılamaz. Mahkeme, taraf ehliyeti eksikliği nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğinde bu durumu değerlendirir.
Davalının dava açılmadan önce öldüğü tespit edilirse, mirasçılara dava açma hakkı verilemez. Ancak dava açıldıktan sonra bir taraf ölürse, davaya devam edilip edilmeyeceği, davayı sürdürmenin yalnızca öleni ilgilendirip ilgilenmediğine göre belirlenir:
Yalnızca öleni ilgilendiren davalar, ölenle birlikte sona erer. Bu tür davalar, ölenin kişiliğine sıkı sıkıya bağlıdır ve mal varlığıyla ilgili değildir. Tek istisna, boşanma davalarıdır; eşlerden biri ölürse, mirasçıların diğer eşin kusurunu kanıtlamasına izin verilir.
Yalnızca öleni ilgilendirmeyip mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, ölenin ölümüyle sonuçlanmaz; bu durumda, ölenin yasal mirasçıları dava sürecine dahil olabilir.
b) Kişi veya mal toplulukları, tüzel kişilik kazandıktan sonra taraf ehliyetine sahip olurlar. Özel hükümlere tabi olarak kurulan ve kendi başına bir varlık olarak kabul edilen kişi toplulukları ve belirli bir amaca hizmet eden bağımsız mal toplulukları, tüzel kişilik kazanırlar.
c) Tüzel kişiliği olmayan topluluklar taraf ehliyetine sahip değildir. Bu toplulukların başında adi ortaklık ve miras ortaklığı gelir.
Dava Ehliyeti Nedir?
Dava ehliyeti, bir davayı yürütme ve usul işlemlerini yapabilme yeteneği olarak tanımlanır ve Medeni Hukuk’taki eylem ehliyetinin karşılığıdır.
a) Gerçek kişiler için dava ehliyeti, eylem ehliyetine göre belirlenir.
Ayırt edici kapasitesi olan ve kısıtlamaya tabi olmayan her yetişkin birey tam dava ehliyetine sahiptir.
Ayırt edici kapasitesine sahip olan, ancak küçük ya da kısıtlı olanların dava ehliyetleri sınırlıdır. Genel olarak bu kişilerin dava ehliyeti bulunmaz. Ancak bu kuralın üç istisnası vardır:
- Ayırt edici kapasitesine sahip küçükler veya kısıtlılar,
- Kişinin haklarına sıkı sıkıya bağlı olan uyuşmazlıklar,
- Meslek veya sanatın gerektirdiği işlerden doğan uyuşmazlıklar,
- Tasarruf hakları kendilerine bırakılan alacaklar ve mallardan doğan uyuşmazlıklarda dava ehliyetine sahiptir.
Ayırt edici kapasitesine sahip olmayan bireyler tamamen ehliyetsiz kabul edilir ve bu kişilerin dava ehliyeti yoktur.
Dava Ehliyeti Olmayanlar Nasıl Temsil Edilir?
Dava ehliyetine sahip olmayan gerçek kişiler, yasal temsilcileri tarafından dava sürecinde temsil edilirler. Dava ehliyeti olmayan kişilerin adına yalnızca yasal temsilcileri dava açabilirler. Tamamen ehliyetsiz kişilere dava açıldığında, davada onları yasal temsilcileri temsil eder. Yasal temsilciler arasında veli, vasi ve kayyım bulunmaktadır. Vasi, vesayet altındaki kişinin adına dava açabilmesi için sulh hukuk mahkemesinden husumet izni almak zorundadır.
Davaya Vekalet Ehliyeti Nedir?
Bir kişinin bir davayı yürütebilmesi için vekâlet ehliyetine sahip olması gereklidir. Dava vekâlet ehliyeti, genel olarak davanın geçerli olabilmesi için gerekli bir koşuldur. Dolayısıyla mahkeme bu eksikliği kendi inisiyatifiyle araştırabilir ve taraflar da davanın her aşamasında bunu ileri sürebilir. Hem yasal hem de iradi temsil şeklinde karşımıza çıkabilir. Türk hukukunda, genel olarak davanın vekil aracılığıyla takip edilmesi zorunlu değildir. Ancak bu kuralın iki istisnası bulunmaktadır:
- Davasını kendi takip eden bir kişi, duruşmada uygun olmayan davranışlar sergilerse, hakim tarafından uyarılır ve gerekli görülürse kendisini vekil ile temsil ettirmesine karar verilir; ayrıca duruşma salonundan çıkartılabilir.
- Hakim, taraflardan birinin davasını bizzat takip edecek nitelikte olmadığını belirlerse, davanın vekil aracılığıyla takip edilmesine karar verebilir.
Vekaletname Nedir?
Vekâletname, bir kişiye verilen temsil yetkisini ve bu yetkinin kapsamını gösteren belgedir. Bir kişinin, başkası adına bir davayı takip etmesi için verilen belgeye dava vekâletnamesi denir. Genel ve özel olmak üzere iki tür dava vekâletnamesi vardır. Genel dava vekâletnamesi, müvekkilin açtığı veya açacak olduğu ve ona karşı açılmış veya açılacak olan tüm davaları takip etmek amacıyla verilir. Özel vekâletname ise belirli bir davanın takibi için düzenlenir.
Noterler, vekâletname düzenleme yetkisine sahiptirler. Avukatlar, açtıkları veya takip ettikleri dava ve işlerde, noter tarafından düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış bir kopyasını, dava ya da takip dosyasına eklemek zorundadırlar.
Genellikle vekâletname ibrazı için kesin bir süre belirlenmez, ancak durumun aciliyet arz ettiği durumlarda mahkeme, belirlenecek kesin süre içinde vekâletnameyi getirmek şartıyla avukatın dava açmasına izin verebilir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Kübra DEMİR