Blog

İftira Suçu Nedir? İftira Suçunun Cezası Nedir?

İftira suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Uygulama ve Yargıtay kararlarında iftira suçu içerisinde birden fazla hukuki konuların bulunduğu ve TCK’nda düzenlenmesi ile bu hukuki konuların korunduğu kabul edilmektedir.

İftira suçu, bir kimse hakkında suçu işlemediğinin bilinmesine rağmen veya gerçeğe aykırı olarak suç isnadında bulunularak kişiye yönelik soruşturma veya idari yaptırım uygulanmasını sağlamaya yönelik eylemden oluşmaktadır.

Suçun basit halinde ceza oranı bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası olup nitelikli hallerin varlığı halinde ceza oranı değişmektedir. İftira suçu, takibi şikâyete bağlı bir suç olmayıp re ‘sen araştırılmakta ve dava açma zamanaşımı süresi olan 8 yıllık zamanaşımına tabi bir suçtur.

Suçun varlığı için sanık ikrarı, mağdur beyanları, olay tutanakları, yüzleşme, teşhis, mahkeme kararları, Cumhuriyet savcılığı uygulamalarına ilişkin müzekkereler ve tanık beyanları delil olarak kabul edilmektedir.

İftira Suçu Nedir?

İftira suçu, bir kimse hakkında suçu işlemediğinin bilinmesine rağmen veya gerçeğe aykırı olarak suç isnadında bulunularak kişiye yönelik soruşturma veya idari yaptırım uygulanmasını sağlamaya yönelik eylemden oluşmaktadır.

İftira suçu özel kast ile işlenebilecek bir suçtur. Suçun oluşması için genel kast yeterli değildir. Fail tarafından, isnat edilen fiilin mağdur tarafından işlenmediğinin bilinmesi veya gerçek dışı bir eylemin söz konusu olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Fail tarafından başkalarından duyularak veya tahmine dayalı olarak bir suçun isnat edilmesi halinde iftira suçu oluştuğu kabul edilmemektedir. Böyle bir durumda failin, şüphelerini açıkça bildirmesi gerekmektedir.

İftiraya uğrayan kişinin kendisine karşı işlenmiş olan iftira suçuna rıza göstermesi halinde iftira suçunun oluşmayacağından söz edilemeyecektir. İftira suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup suçla adliyeye ilişkin yararlar da korunmaktadır. Mağdurun kendisi hakkında gerçekleştirilmiş olan iftira suçuna rıza göstermesi, sonradan onay vermesi veya fail hakkında şikâyetçi olmaması suçun oluşmasını veyahut ceza verilmesini etkilememektedir.

Yapılmış olan suç duyurusunun kişinin görevinin gereği veya bir hakkın yerine getirilmesi sınırları içerisinde gerçekleştirilmesi hukuka uygunluk sebebi sayılacak olup iftira suçunun oluştuğundan bahsedilemeyecektir. Örnek verecek olursak gazetecilik, habercilik ve eleştiri hakkı, iddia ve savunma dokunulmazlığı hallerinde iftira suçu oluşmayacaktır.

İftira Suçu Şartları / Unsurları Nelerdir?

İftira suçu özel olarak düzenlenmiş bir suç tipi değildir; suçun faili ve mağduru için özel bir şart aranmamış olup suçun faili ve mağduru herkes olabilmektedir. Belirtmek gerekir ki tüzel kişiler tarafından iftira suçu gerçekleştirilemeyecek olup suçun faili yalnızca gerçek kişiler olacaktır. İftira suçunda suça konu eylemin işlendiği sırada hakkında isnatta bulunulan kişinin sağ olması gerekmektedir. Ölmüş bir kişi hakkında suç isnadında bulunulması iftira suçunu değil, hakaret suçunu oluşturabilecektir.

1) İhbar Veya Şikâyet Yoluyla İftira Suçu İşlenebilmektedir

Türk Ceza Kanunu madde 267’de düzenlenen iftira suçuna göre mağdur hakkında hukuka aykırı eylemin isnat edilmesi; soruşturma veya kovuşturma aşamalarının gerçekleştirilmesi ya da idari yaptırım uygulamaya yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunmak ile gerçekleştirilebilir. İhbar; sözlü veya yazılı olarak bir suçun ya da disiplin yaptırımı gerektiren bir eylemin o eylemi soruşturmaya veya kovuşturmaya yetkili makama bildirilmesidir. Şikâyet ise sözlü veya yazılı olarak, soruşturmasının ve kovuşturmasının yürütülmesi şikâyete bağlı suçlarda yetkili kişinin söz konusu eylem hakkında kovuşturma yapılmasını istemesine denilmektedir. Suç oluşturan bir eylemin isnadı halinde ihbar yurt içinde Cumhuriyet Savcılıkları, kolluk, mahkemeler, valilik veya kaymakamlığı; yurt dışında ise elçilik ve konsolosluklara yapılması gerekmektedir.

2) İsnadın Objektif Olarak Gerçek Dışı Olması Gerekmektedir

Yetkili merciiyle yapılacak olan doğrudan ya da dolaylı bildirme eylemi, yanlış veyahut hakkında bildirim yapılan kişinin suçsuz olduğunu bilerek yapılmış olmalıdır. Belirtmek gerekir ki idari bir yaptırımın uygulanmasını gerektiren eylemlerin isnadında da iftira suçu söz konusu olabilecektir. Bu durumun mevcut olması halinde Kabahatler Kanunu devreye girmiş olacaktır.

3) Failin Gerçek Kimliğini Belirtmesi Zorunlu Değildir

Yetkili makama bildirme, objektif olarak gerçek dışı olmalıdır. İftirada bulunan kişi, gerçeğe aykırı olarak suçsuz olduğunu bildiği mağdura hukuka aykırı bir eylemi isnat etmelidir. Bu suçun oluşması için fail tarafından kimliğinin doğru bildirilmesi zorunlu değildir. İhbarın isimsiz veyahut sahte bir isimle gerçekleştirilmesi halinde de Yargıtay tarafından iftira suçunun oluştuğu kabul edilmektedir.

İftira suçunu işleyen failin kendi kimliğini açıklaması veya doğru bildirmesinin zorunlu bir unsur olmaması yüksek yargı kararlarında da kabul edilmektedir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 11.10.2006 tarihli 7849/15136 sayılı ilamında somut olayda

“Sanığın, başkasının adını kullanarak yazdığı dilekçede, katılanı rüşvet almakla suçlaması karşısında, suçsuz olduğunu bildiği kişiye suç yükleme öğesi tartışılması gerekirken, şikâyet hakkı bulunduğu yolundaki yetersiz gerekçeyle beraat hükmü kurulması yasaya aykırıdır.” denilerek sahte bir isimle veya isimsiz olarak yapılan bildirimler ile de iftira suçunun oluştuğu kabul edilmiştir.

İftira Suçu İşleme Biçimleri Nelerdir?

Türk Ceza Kanunu madde 267 hükmünde iftira suçu, seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Seçimlik hareketlerden hangisi ile gerçekleştirildiği, suçun nitelikli haline bağlı olarak değişecek olup ceza miktarını etkileyecektir. Suçun kasten veya taksirle işlenmesi, ihmali veya icra olması önemsiz olup isnat edilen fiilin açık veya belirli olması gerekmektedir.

İftira suçunun oluşması için bahse konu fiilin objektif olarak gerçeğe aykırı olması gerekmektedir. Bu durumun oluşması iki şekilde gerçekleşmektedir:

  • Ortada hukuka aykırı olarak gerçekleştirilmiş bir eylem bulunmamaktadır. Bu durumda kişi hakkında, gerçekte var olmayan fakat hukuka aykırı olduğu iddia edilen bir eylemin gerçekleştirildiği iddia edilir.
  • Ortada hukuka aykırı olarak gerçekleştirilmiş bir eylem bulunmaktadır. Bu durumda kişi hakkında, gerçekte her ne kadar var olsa da söz konusu eylemin işlenmediği bilinmesine rağmen kişinin eylemi gerçekleştirdiğinin iddia edilmesidir.

İhbar veya şikâyet yoluyla mağdura karşı gerçekleştirilen eylemin belirli olması gerekmektedir. Sınırları ve kapsamı belirli olmayan, soyut ve genel ifadeler kullanılması suretiyle gerçekleştirilen isnatlar ya da sadece belirli bir davranışa karşı olumsuzluk içeren beyanlar iftira suçunu oluşturmamaktadır.

İftira suçu basın ve yayın yolu ile de işlenebilmektedir. Bu durumda iftira suçuna uğramış olan mağdura yönelik basın ve yayın yoluyla isnat edilmiş olan eylem soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciiye dolaylı olarak aktarılmış sayılmaktadır.

İftira Suçu Ne Zaman Zamanaşımına Uğrar?

İftira suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olmayıp takibi ilgili mercii tarafından re ’sen gerçekleştirilir. Suçun işlendiğinin öğrenilmesiyle savcılık tarafından soruşturma aşaması yürütülür.

Bu suçta zamanaşımı süresi 8 yıl geçerlidir. Suçun işlenmesinin üzerinden 8 yıl geçmesinin ardından suçun öğrenilmesi halinde söz konusu eylem hakkında takip yapılamayacaktır.

Nitelikli İftira Suçu Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nda iftira suçu şu şekilde düzenlenmiştir:

İftira:

Madde 267- (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

TCK madde 267/2 hükmünde cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli haller, madde 269 hükmünde cezayı hafifleten nitelikle haller düzenlenmiştir.

1) Cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli haller şu şekildedir

  • İftira suçunun maddi eser ve deliller uydurularak gerçekleştirilmesi halinde verilecek olan ceza yarı oranında arttırılacaktır. Bu durumda fail tarafından mağdura yöneltilmiş olan suç, maddi bir etken yaratarak olayın somutlaştırılmasından bahsedilmektedir. Söz konusu hükmün uygulanabilmesi için suçun, belirli veya belirlenebilir bir şahsa yönlendirilmiş olması gerekmektedir. Maddi eserden kasıt, delildir.
  • İftira suçunda yüklenen fiili işlemediğinden bahisle hakkında mahkeme tarafından beraat kararı veya soruşturma makamı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanması halinde verilecek olan ceza yarı oranında arttırılacaktır.
  • Mağdurun mahkûmiyetine veya mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanması halinde verilecek olan ceza yarı oranında arttırılacaktır.
  • İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırım uygulanması halinde de cezanın arttırılması gerekmektedir.

2) Cezanın azaltılmasını gerektiren nitelikli haller şu şekildedir

Etkin pişmanlık halinde verilecek olan cezanın azaltılması gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 269. Maddesinde düzenlenmiş olan iftira suçunda etkin pişmanlık hükümleri soruşturma, kovuşturma, hüküm ve infaz aşamalarında gerçekleşmesine bağlı olarak farklı şekillerde hüküm altına alınmıştır.

İftira Suçunun Cezası Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 267. Maddesinde düzenlenmiş olan iftira suçunun basit halinin işlenmesi halinde iftira suçunu işleyen fail bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK madde 267/2 hükmünde cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli haller, madde 269 hükmünde cezayı hafifleten nitelikle haller düzenlenmiştir. Kanun hükmünde de belirtildiği üzere

“Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır. Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

İftira Suçunda Etkin Pişmanlık Ceza İndirimi Nedir?

Etkin pişmanlık halinde verilecek olan cezanın azaltılması gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 269. maddesinde düzenlenmiş olan iftira suçunda etkin pişmanlık hükümleri soruşturma, kovuşturma, hüküm ve infaz aşamalarında gerçekleşmesine bağlı olarak farklı şekillerde hüküm altına alınmıştır. Kısaca bahsedilecek olursa:

  • Etkin pişmanlığın, iftira suçuna uğrayan mağdur hakkında adli veya idari soruşturma başlamadan önce gerçekleşmesi halinde verilecek ceza beşte dört (⅘ ) oranında indirilecektir.
  • Etkin pişmanlığın, iftira suçuna uğrayan mağdur hakkında kovuşturma aşamasına başlanmadan önce gerçekleşmesi halinde verilecek olan ceza dörtte üç ( ¾) oranında indirilecektir.
  • Etkin pişmanlığın iftira suçuna uğrayan mağdur hakkında hüküm verilmeden önce veya iftiraya uğrayan mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde de verilecek olan ceza üçte iki (⅔ ) ve yarısı oranında indirilecektir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki isnat edilen suç sebebiyle idari yaptırım uygulanmasını gerektiren mağdur hakkında idari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde verilecek cezanın yarısı oranında, idari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde verilecek cezanın üçte biri oranında indirim yapılacaktır.

İftiria Suçu İle İlgili Alınmış Emsal Yargıtay Kararı

T.C.

YARGITAY

11. CEZA DAİRESİ

E. 2015/7913

K. 2017/311

T. 17.1.2017

DAVA : 1-) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;

Sanık hakkında TCK’nın 204/1. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken suç işleme kastının yoğunluğu, suça konu belge sayısı dikkate alınarak aynı Kanun’un 61. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılması gerekirken alt sınırdan uygulama yapılarak eksik cezaya hükmedilmesi; tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmamış olması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi ve Adli emanetin 2006/6546 sırasında kayıtlı eşyaların akıbeti hakkında mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.

Toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçların sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre eleştiri dışında hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

2-) Sanık hakkında iftira suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;

TCK’nın 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerektiği dikkate alındığında, somut olayda sahtecilik sebebiyle yakalanan sanığın suça konu çekler sebebiyle 06.03.2006 tarihinde alınan kolluk ifadesinde suça konu sahte çekleri …’dan aldığını beyan etmekten ibaret sözlerinin …’a açık bir suç isnadı içermediği ve savunma hakkı kapsamında kaldığı, bu sebeple iftira suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İftira Suçuna Maruz Kalındığında Ne Yapılmalı?

Yazımızın içerisinde de belirttiğimiz gibi İftira, yasal anlamda bir suçtur. İftira suçuna maruz kalınması durumunda yasal haklarınızın aranması için ceza hukuku avukatlarımız ile temasa geçerek nasıl bir yol izlenmesi konusunda yardım alabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu