Kamu Hukuku

İtirazın İptali Davası Nedir? Şartları Nelerdir?

Elinde İİK’de sayılan belgelerden olmayan veya olsa bile itirazın kaldırılması yoluna başvurmak istemeyen alacaklının, borçlunun itirazını ortadan kaldırmak ve sonraki aşamalara geçebilmek için açtığı davaya, itirazın iptali davası denir.

Bu davada tespit edilecek husus, borçlunun itirazında haklı sebepleri bulunup bulunmadığıdır.

İtirazın İptali Davası Şartları Nelerdir?

İtirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:

  • Geçerli bir ilamsız icra takibi yapılmış olmalıdır.
  • Bu takibe karşı süresi içerisinde yapılmış geçerli bir itirazın bulunması gerekir.
  • Davanın açıldığı anda davacının hukuksal bir yararının olmaması gerekir.
  • İtirazın iptali davası bir yıl içerisinde açılmalıdır. Süre, itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlar.
  • Kesin hüküm bulunmamalıdır.

İtirazın İptali Davası

Alacaklı bir yıl içerisinde itirazın iptali davası açmazsa yapmış olduğu ilamsız takip düşer. Ancak bu durum, alacaklının bir daha alacağına kavuşamayacağını göstermez. Zira alacaklı, daha sonrasında alacağı için genel hükümlere göre bir alacak davası açabilir ancak bu itirazın iptali davası olmadığı için itirazın iptali davasının sonuçları doğmayacaktır. Örneğin icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün olmayacaktır.

İtirazın iptali davasında her zaman davacı alacaklı, davalı ise borçludur. Davacı bu davada, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini isteyecektir.

İtirazın iptali davası, icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan uyuşmazlık konusu borcun yargılama sırasında ödendiği ve icra dosyasının ödeme ile kapatıldığı anlaşılırsa dava konusuz kalacaktır.

İtirazın İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Görevli mahkeme genel kural olarak asliye hukuk mahkemesidir. Ancak ilgili olması dahilinde iş mahkemesi, tüketici mahkemesi veya sulh hukuk mahkemesi de görevlidir. Yetkili mahkeme ise genel hükümlere göre belirlenecektir. İtirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılması gibi bir zorunluluk söz konusu değildir.

Öğretide itirazın iptali davasının zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığı kabul edilmektedir. İtirazın iptali davasının icra mahkemelerinde değil de genel mahkemelerde görülecek olması sebebiyle genel ispat ve kanıt kuralları geçerlidir. Bu sebeple alacağın varlığı her türlü delille ispatlanabilir.

Mahkemenin, alacaklıyı haklı bulması durumunda dava kabul edilerek borçlunun itirazının iptaline karar verilir. Bu kararla birlikte takip kesinleşir. Alacaklı bu kararı icra dairesine vererek takibe devam edilmesini ve haciz yapılmasını isteyebilir. Haciz istenebilmesi için itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Fakat itirazın iptali kararına karşı kanun yoluna başvuran taraf, takibin durdurulmasını isteyebilir. Mahkemece davanın kabulü yönünden verilen karar maddi anlamda kesin hüküm oluşturur. Bu sebeple davanın kabulü durumunda borçlu tarafından alacaklıya karşı ayrıca bir menfi tespit veya istirdat davası açılamaz.

İtirazın İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

İcra İnkar Tazminatı Nedir?

Davanın kabulü durumunda borçlu, mahkeme kararının tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içerisinde mal beyanında bulunmak zorundadır. Borçlu aynı zamanda yargılama giderlerine ve kendini vekil aracılığıyla temsil ettirmişse vekalet ücretine mahkum edilir.

Bunların yanında borçlunun haksız çıkması durumunda ve alacaklının da dava dilekçesinde istemde bulunması durumunda icra inkar tazminatına hükmedilecektir. Bu tazminat borçlunun haksız yere itiraz etmesi sonucu hükmedilen bir paradır. Bu sebeple bağımsız bir dava konusu edilemez.

İcra İnkar Tazminatı Şartları Nelerdir?

İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Geçerli bir ilamsız icra takibi yapılmış olmalıdır.
  • Borçlu süresi içerisinde icra takibine itiraz etmiş bulunmalıdır. Vekilin itiraz etmesi durumunda da aynı şart geçerlidir.
  • Alacaklı tarafından süresi içerisinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunmalıdır.
  • Alacaklı dava dilekçesinde açıkça bu konuda bir istemde bulunmalıdır.
  • Dava sonucunda borçlunun haksızlığına hükmedilmiş olmalıdır.

İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının mutlaka bir zarara uğramış olması veya borçlunun kötü niyetli olması şart değildir. Ancak borçluda aranmayan kötü niyetin istisnası borçlunun yerine bir veli, vasi veya kayyım gibi bir üçüncü kişinin itiraz etmesi durumudur. Bu kişilerin itiraz etmesi durumunda, borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için bu kişilerin kötü niyetli olması gerekecektir.

İcra inkar tazminatı, ret veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden daha aşağı olamaz. Ancak dava dilekçesinde yüzde yirmiden daha az bir tazminat istenmişse mahkeme istem ile bağlıdır; istenenden daha fazla meblağda bir tazminata hükmedemez. Alacaklının zararı yüzde yirmiden fazla ise ispat edilmesi şartıyla daha fazla bir tazminata hükmedilebilir.

Kötü Niyet Tazminat Nedir?

Mahkeme incelemesinde, takip konusu alacağın mevcut olmadığı kanısına varırsa itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu şekilde takip konusu alacağın mevcut olmadığı tespit edilmiş olur.

Mahkeme tarafından davanın reddi yönünde verilen karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bu nedenle davanın reddi durumunda alacaklının, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açması mümkün değildir. Ret durumunda, alacaklı takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse borçlunun da istemi üzerine, kötü niyet tazminatına hükmedilir.

Kötü Niyet Tazminatı Şartları Nelerdir?

Alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için oluşması gereken şartlar şunlardır:

  • Davanın reddi kararı verilmelidir.
  • Alacaklı takibinde haksız ve kötü niyetli olarak görülmelidir. Kötü niyeti ispat yükü borçludadır. Alacaklının kötü niyetinin ispat edilebilmesi için yaptığı takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun ispatı gereklidir.
  • Borçlu cevap layihasında istemde bulunmalıdır. Yine kötü niyet tazminatı da reddolunan alacak miktarının yüzde yirmisinden aşağı olamaz.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Kübra DEMİR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu