Kamu Görevlileri Hakkında Muhakeme

Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle isledikleri suçlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uygulanır.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un uygulanma koşulları şunlardır:
- Suçun failinin kamu görevlisi olması gerekir.
- Suçun görevden kaynaklanmış olmalı, görev ile suç arasında nedensellik bağı bulunması gerekir.
- Suçun suçüstü işlenmiş, ağır cezayı gerektiren bir suç olmaması gerekir.
Kural olarak kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle isledikleri suçlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uygulanır. Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır. Bu istinaslar aşağıda sayılmıştır:
Özel Soruşturma Usulüne Tabi Olma
Görevleri ve sıfatları nedeniyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri saklı tutulmuştur. Bu kişiler hakkında 4483 sayılı Kanun değil, kendi özel kanunları uygulanır.
Özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olan kamu görevlilerinden bazıları şunlardır:
- Cumhurbaşkanı,
- Cumhurbaşkanlığı yardımcıları ve bakanlar,
- TBMM üyeleri,
- Hakim ve savcılar, (2802 sayılı Kanun m. 82. 83)
- Asker kişiler (353 sayılı Kanun m. 9 vd.)
- Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumlan yöneticileri, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanları ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda tabi memurları (Yükseköğretim Kanunu m. 53/c),
- Anayasa Mahkemesi. Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri (AMKYUHK m. 55. Yargıtay Kanunu m. 46. Danıştay Kanunu m. 76 vd.),
- Sayıştay başkan, üye ve diğer personeli (Sayıştay Kanunu m. 94, 96),
- Avukatlar (Avukatlık Kanunu m. 58 vd.),
- Noterler (Noterlik Kanunu m. 153),
Ağır Cezayı Gerektiren Suçüstü Durumları
Ağır cezayı gerektiren suçüstü durumlarında soruşturma genel hükümlere tabidir. Bu husus 4483 sayılı Kanun m. 2/3’te açıkça hüküm altına alınmıştır.
Hakim ve Savcıların Usulüz Olarak Koruma Tedbirlerine Maruz Bırakılması
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü durumları dışında suç işlediği ileri sürülen hakim ve savcılar yakalanamaz, üzerleri ve konutları aranamaz, sorguya çekilemez.
Buna aykırı hareket eden kolluk kuvvetleri amir ve memurları hakkında yetkili Cumhuriyet savcılığı tarafından genel hükümlere göre doğrudan doğruya soruşturma yapılır.
Adli Görevleri Aksatma
Kanun tarafından kendilerine verilen veya yasa dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır.
Vali ve kaymakamlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
En üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise hakimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü uygulanır.
İşkence ve Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması Suçları
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan işkence ve zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması kapsamında açılacak soruşturma ve kovuşturmalarda 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.
3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda Yazılı Suçlar
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile Bankacılık Kanunu’nda yazılı suçlarla; irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına neden olma suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.
Bu suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan cumhuriyet başsavcılıklarına yapılır. Cumhuriyet savcısı bu suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 3628 sayılı Kanunu’nun 8. maddesinde sayılan mercilere bildirir.
Tanık Koruma Kanunundaki Yükümlülüklere Aykırılık
Tanık Koruma Kanunu’nda belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler ile bu maddede sayılan eylemleri işleyenler hakkında valiler ve kaymakamlar hariç olmak üzere 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Görevleri veya sıfatları nedeni ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tâbi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.
Asılsız İhbar ve Şikâyet
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikâyetlerin ihbar veya şikâyet edileni mağdur etmek amacıyla ve uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı soruşturma evresi sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkinda yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturmaya geçirilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu tür durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.
Terör Suçları
Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen;
- Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçu (TCK m. 302),
- Anayasayı ihlal suçu (TCK m. 309).
- Yasama organına karşı suç (TCK m. 311),
- Hükümete karşı suç (TCK m. 312),
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan suçu (TCK m. 313),
- Silahlı örgüt suçu (TCK m. 314),
- silah sağlama suçu (TCK m. 315),
- suç için anlaşma suçu (TCK m. 316) görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile bu suçu işleyenler hakkında cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.
MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı haklarında soruşturma yapılması Cumhurbaşkanının iznine bağlıdır.
İzin Vermeye Yetkili Merciler Hangileridir?
Soruşturma izni veremeye yetkili merciler aşağıda sayılmıştır:
- İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam,
- İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kaymakamlar hakkında vali,
- Bölge düzeyinde örgütlenen kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi izin vermeye yetkilidir.
- Cumhurbaşkanına veya Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili veya ilişkili kuruluşlar ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri izin vermeye yetkilidir.
- Valinin soruşturma izni verdiği durumlar saklı kalmak üzere Cumhurbaşkanı kararıyla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında cumhurbaşkanı veya ilgili bakan izin vermeye yetkilidir.
- Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında TBMM genel sekreteri,
- Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında TBMM başkanı izin vermeye yetkilidir.
- Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında cumhurbaşkanlığı idari isler başkanı,
- Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı hakkında cumhurbaşkanı izin vermeye yetkilidir.
- Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; Büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında içişleri bakanı, ilçelerdeki belde belediye balkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi izin vermeye yetkilidir.
- Köy ve mahalle muhtarları ile 4483 sayılı Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede vali izin vermeye yetkilidir.
İzin Usulü
Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle isledikleri suçlar hakkında herhangi bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma olasılığı bulunan delilleri saptamak dışında hiçbir işlem yapmaksızın ve hakkında ihbar veya şikâyette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
Ön İnceleme
izin vermeye yetkili merci, kamu görevlisinin görevi nedeniyle bir suç islendiğini bizzat veya ihbar, şikâyet bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde bir ön inceleme başlatır.
Ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir. İnceleme yapacakların, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kurulusunun içerisinden belirlenmesi esastır.
Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler birden fazla ise içlerinden biri başkan olarak belirlenir. Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup 4483 sayılı Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre işlem yapabilirler: hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dâhilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar.
Yetkili merci ön inceleme sonucunda düzenlenen rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.
Soruşturma İzni Verilmemesi Kararına Karşı İtiraz
Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi itiraz yoluna gidebilir.
Soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise cumhuriyet başsavcılığı veya şikâyetçi itiraz yoluna gidebilir.
İtiraz süresi, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür. İtirazlar öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN