Kamu Hukuku

Koruma Tedbirleri Nelerdir?

Koruma tedbirleri, bir cezai uyuşmazlığın çözüm sürecinde kullanılan, muhakeme sonunda verilecek nihai kararın yerine getirilmesi konusunda yardımcı olan tedbirlere denilmektedir. Koruma tedbirleri temel hak ve özgürlüklere doğrudan ve dolaylı şekilde müdahale etmektedir. 

Koruma tedbirlerinin belli başlı ortak özellikleri mevcuttur. Bunlar şunlardır.

  • Temel hak ve özgürlüklere etki eder. 
  • Ceza muhakemesinin yapılması için bir araçtır.
  • Geçicidir. 

Koruma Tedbirlerine Başvurabilmenin Ön Koşulları

Koruma Tedbirlerine Başvurabilmenin Ön Koşulları

Koruma tedbirlerine başvurabilmenin belli başlı ön koşulları mevcuttur. Bu ön koşulları şunlardır:

  • Yeterli düzeyde şüphe olması: Koruma tedbirleri, suç işlendiğine dair makul sebeplerin bulunduğu hallerde uygulanabilir. Şüphe, somut delillere dayanmalı ve soyut iddialarla sınırlı kalmamalıdır. Şüphe kavramı kendi içinde derecelendirilir. Farklı koruma tedbirleri için farklı şüphe dereceleri gerekmektedir.
  • Yasayla düzenlenmesi: Koruma tedbirlerinin mutlaka bir kanunla düzenlenmesi gerekir. Kanunla düzenlenmemiş bir hususa koruma tedbiri olarak başvurulabilmesi mümkün değildir. Ayrıca her bir koruma tedbirinin koşulları da ilgili kanun maddelerinde gösterilmiştir. 
  • Zorunluluk olması: Koruma tedbirleri, ceza yargılamasının amacına ulaşması için gerekli olan en hafif tedbirler olmalıdır. Daha hafif bir tedbirle amaca ulaşmak mümkünse, daha ağır bir tedbire başvurulamaz. Kişilik hak ve özgürlükleri göz ardı edilmemelidir. 

Yoruma Tedbirinde Yetkili Makamlar

Yalnızca yargıç veya mahkemenin karar verebileceği tedbirler:

  • Tutuklama
  • Adli kontrol
  • Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma
  • Malvarlığı değerlerinin yönetimi amacıyla kayyım atanması
  • Avukat bürolarında arama ve el koyma
  • Şirket yönetimi için kayyım atanması 
  • Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi
  • Gözlem altına alma
  • Moleküler genetik inceleme

Kural olarak yargıcın, gecikmesinde sakınca olan hallerde Cumhuriyet Savcısının karar verebileceği tedbirler:

  • Konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama
  • Postada elkoyma
  • Bilgisayarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma
  • İletişimin denetlenmesi
  • Teknik araçlarla izleme
  • Beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması
  • İnternet yoluyla yapılan yayınlarda, içeriğin yayından çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi

Kural olarak yargıcın, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, ona ulaşılamayan durumlarda ise kolluk amirinin yetkili olduğu tedbirler;

  • Elkoyma

Kural olarak Cumhuriyet savcısının, ona ulaşılamayan durumlarda ise kolluk amirinin yetkili olduğu tedbirler;

  • Konut ve işyeri dışındaki yerler ile kamuya açık alanlarda arama

Kural olarak Cumhuriyet savcısının, suçüstü hallerinde ise yetkilendirilmiş kolluk amirinin yetkili olduğu tedbirler;

  • Gözaltı

Yalnızca Cumhuriyet Savcısının karar verebileceği haller:

  • Fiziki kimliğin tespiti
  • Askeri mahallerde yapılacak arama 
  • Askeri mahallerde yapılacak elkoyma işlemi

Ölçülülük İlkesi

Ölçülülük İlkesi

Koruma tedbirlerinde ölçülülük ilkesi, ceza muhakemesi hukukunda bireylerin temel hak ve hürriyetlerini kısıtlayan önlemlerin amacına uygun, gerekli ve elverişli olmasını gerektiren bir prensiptir. Bu ilke, hukuk devletinde bazı hakları sınırlandırmanın koşulları oluşsa bile, alınan önlemlerin zararın orantılı olması gerektiğini vurgular. Örneğin, bir kişinin tutuklanması kararlaştırılırken, bu tutuklamanın yargılamanın yapılabilmesi, kararın uygulanabilmesi veya delillerin gizlenmesini önlemek gibi amaçlara hizmet etmesi ve daha hafif bir tedbirle aynı sonucun elde edilememesi gerekmektedir.

Bu ilke, insan haklarına saygılı bir ceza muhakemesi sisteminin temel taşlarından biridir ve bireylerin haklarının keyfi olarak kısıtlanmasını engellemeyi amaçlar. Koruma tedbirlerinde ölçülülük ilkesi, şu unsurları içerir:

  • Amaçla Bağlantılılık (Uygunluk): Alınan tedbirin, ulaşılmak istenen meşru amaca uygun olması gerekmektedir. Örneğin, delillerin karartılmasını önlemek amacıyla kişinin gözaltına alınması, bu amacın gerçekleşmesi için uygun bir yöntem olmalıdır.
  • Gereklilik: Tedbirin gerekli olup olmadığı değerlendirilmelidir. Aynı sonuca daha hafif bir tedbirle ulaşmak mümkünse, daha ağır bir tedbire başvurulmamalıdır. Örneğin, adli kontrol tedbirleriyle delillerin karartılması engellenebiliyorsa, tutuklama gibi daha ağır tedbirlere başvurulmamalıdır.
  • Orantılılık: Alınan tedbirin, bireyin hak ve özgürlükleri üzerindeki etkisinin, ulaşılmak istenen amaçla orantılı olması gerekmektedir. Tedbirin getirdiği kısıtlamalar, amacın gerektirdiğinden fazla olmamalıdır.

Koruma tedbirlerinde ölçülülük ilkesi, adil yargılama hakkının ve hukuk devleti prensiplerinin korunması açısından büyük öneme sahiptir. Bu ilke sayesinde, ceza muhakemesi sürecinde bireylerin temel hak ve hürriyetlerinin korunması sağlanarak, hukuk devleti ilkesinin ve insan haklarına saygının güvencesi oluşturulur.

Ekinlaw olarak, hukuki ihtiyaçlarınızda yanınızdayız. Daha fazla bilgi almak veya danışmanlık hizmetlerimizden yararlanmak için bizimle iletişime geçin. Sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyarız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu