Özel Hukuk

Medeni Usul Hukukunda Süreler

Medeni Usul Hukukunda süreler, HMK’nın 90. maddesi ve sonrasında düzenlenmiştir.

Süreler, yasalarda hukuki sonuç doğuran belirli zaman dilimleridir. Örneğin, istinaf süresi gibi süreler, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda hukuki sonuçlarla ilişkilendirilmiştir.

Yasal Süreler Nelerdir?

Yasal Süreler Nelerdir?

Yasal süreler, kanun koyucu tarafından belirlenen zaman dilimleridir. Örneğin, cevap dilekçesini verme, istinaf ve temyiz süreleri gibi süreler buna örnektir. Bu sürelerin bazıları taraflar için belirlenmişken bazıları ise mahkemeler içindir. Mahkemeler için belirlenen süreler, hak düşürücü nitelikte değildir ve işlem süresinden sonra yapılırsa bile geçerlidir.

Ancak taraflar için belirlenen süreler kesindir ve hak düşürücüdür. Yasada belirtilen süre içinde gerekli işlem yapılmazsa haklar düşer. Bu husus, HMK’nın 94. maddesinde düzenlenmiştir;

“(1) Kanunun belirlediği süreler kesindir.

(2) (Değişik:22/7/2020-7251/6 md.) Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.

(3) Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.”

Yasada belirtilen istisnai durumlar haricinde, hakim süreleri artıramaz veya azaltamaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 90. maddesinde bu konu düzenlenmiştir. Hakim, süreye uyulup uyulmadığını resen gözetir. Yasada açıkça belirtilen durumlarda ise hakim, süreleri azaltma veya çoğaltma yetkisine sahiptir.

Takdiri Süreler Nelerdir?

Bazı sürelerin belirlenmesi, açıkça hakime bırakılmış olabilir ve hakim bu işlemi belirli bir süre içinde yapılmasını öngörebilir. Hakim, süre verirken tarafların durumunu göz önünde bulundurmalıdır.

Hakim, süre verirken kesin olduğunu belirtmemişse, süreyi geçiren taraf yeniden süre verilmesini talep edebilir. İlk verilen süre içinde işlemi gerçekleştiremeyen tarafa ikinci bir süre verilebilmesi için mazeret göstermesi veya bunu ispat etmesi gerekmez. İstem üzerine verilen süre kesindir ve yeniden süre verilmez.

Hakim, belirlediği sürenin kesin olup olmayacağına karar verebilir. Verilen kesin süre içinde ilgili işlem yerine getirilmezse, aynı işlemi yapması için kişiye bir daha süre verilmez.

Kesin süre, tarafların yanı sıra yargıcı da bağlar. Süreye uyulmaması durumunda gereken işlem, hakim tarafından yerine getirilmelidir. Verilen süre içinde işlemi yapmayan tarafın o işlemi gerçekleştirme hakkı ortadan kalkar.

Sürelerin Hesaplanması Nasıldır?

Sürelerin Hesaplanması Nasıldır?

Sürelerin başlama ve bitişinde resmi tatil günleri dikkate alınır. Sürenin son günü resmi tatile denk gelirse, süre tatili takip eden ilk iş gününün çalışma saati sonunda sona erer. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 93. maddesinde düzenlenmiştir. HMK madde 93’e göre;

“(1) Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter.”

Kanunda sürelerin hesaplanma yöntemi düzenlenmiştir. Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya yasada belirtilen hallerde tefhim tarihinden başlar.

Süreler, gün olarak belirlenmişse tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz. Hafta veya ay olarak belirlenmişse, başladığı günün hafta veya ay içindeki karşılık gelen günün tatil saati sonunda biter. Sürenin bittiği hafta veya ayda, başladığı güne karşılık gelen gün yoksa süre, o hafta veya ayın son gününde tatil saatinde sona erer. Süre yıl olarak belirlenmişse, başladığı günün son yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde sona erer. HMK madde 92’ye göre;

“(1) Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter.

(2) Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter.”

Eski Hale Getirme Nedir?

Eski halin iadesi, kanunda belirtilen veya hakimin belirlediği kesin sürenin, elinde olmayan nedenlerle bir işlemi yapamayan bir kişiye o işlemi yapma hakkını geri vermesidir. Eski halin iadesinin şartları şunlardır:

  • Sürenin elinde olmayan bir sebeple kaçırılmış olması gerekmektedir.
  • Başka yasal bir seçeneğin olmaması gerekir.
  • Başvuru süresi içinde yapılmalıdır. Eski halin iadesi talebi, engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde yapılmalıdır. İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç son karar verilinceye kadar eski halin iadesi talebinde bulunmak mümkündür.
  • Dilekçe ile yapılır. Talebin dayandığı nedenler ve bunların kanıt veya delilleri içermelidir. Süresinde yapılmayan işlem de eski halin iadesi talebinde bulunabilmek için öngörülen süre içinde yapılmalıdır. Eski halin iadesi talebi, davayı incelemeye yetkili mahkeme tarafından yapılır. Eski halin iadesinde yaklaşık delil yeterlidir. Mahkeme, eski halin iadesi talebinin kabul edilmesi durumunda, hangi işlemlerin geçersiz hale geldiğini kararında belirtir. Islahla geçersiz hale getirilmeyen işlemler, eski halin iadesi talebinden etkilenmez.

Eski halin iadesi talebinde bulunan taraf, ortaya çıkan masrafları karşılamalıdır. Ancak, karşı tarafın asılsız itirazlar yaparak masrafların artmasına neden olduğu durumlarda, masrafların tamamı veya bir kısmı karşı tarafa yükletilebilir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av Kübra DEMİR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu