Özel Hukuk

Nişanlılık Nedir? Şartları Nelerdir?

Evlilik birliğinin meydana gelmesi evlenme işleminin tamamlanması ile oluşur. Dolayısıyla evlenme ise çeşitli geçerlilik şartlarına bağlı bir işlemdir.

Evlenme vaadiyle oluşan evlilik öncesi söz konusu olan aşamaya nişanlılık denir.

Nişanlanma Nedir?

Türk Medeni Kanunu’nun düzenlendiği üzere nişanlanma bir evlenme vaadidir. Nişanlanma bağımsız bir aile hukuku sözleşmesidir.

Nişanlanma ile kurulan ilişki taraflara evlilik birliğini gerçekleştirme yükümlülüğünün yanında sadakat, örf ve adetin getirdiği ölçüde yardım ve bakım gibi bir takım aile hukuku yükümlülüklerini de yüklemektedir.

Nişanlanmanın Kurucu Unsurları Nelerdir?

Türk Medeni Kanunu Madde 118’de de düzenlendiği üzere nişanlanmanın kurucu unsurları karşılıklı evlenme vaadi ve bu vaatte bulunanların farklı cinsten olmalarıdır.

Karşılıklı evlenme vaadinden kasıt, evlenme vaadini içeren irade açıklamalarının söz ve yazı  ile açıkça veya bu arzuyu açıklayan bir davranışla yapılabilmesidir.  Nişanlanma bir şekle bağlı değildir törenli veya törensiz yapılabilmektedir fakat yüzük takma ile nişanın varlığını ispat etmek kolaylaşır.

Vaadi bizzat nişanlıların kendilerinin yapması gerekir. Bunun yanında bir haberci ile nişanlanma arzusunun bildirilmesi olağandır. Rol icabı yapılan nişanlanma vaatleri hiç kuşkusuz nişanlılık teşkil etmez fakat karşı taraf bunu anlamaz ve anlaması gerekmezse karşı tarafın güveni korunur. Ciddi olmayan taraf nişanı bozabilir fakat bunun sonuçlarına da katlanır.

Taraflardan birinin nişan gerçekleştikten sonra cinsiyetini değiştirmesi halinde nişanlılık kendiliğinden geçersiz hale gelir.

Nişanlanmanın Geçerlilik Şartları ve Hükümsüzlük  Halleri Nelerdir?

Geçerlilik şartlarının bir veya birkaçının bulunmaması nişanlanmanın hükümsüzlüğüne yol açmaktadır.

Nişanlanma Ehliyetinin Kanunda Özel Olarak Düzenlenmemiş Olması

Tam ehliyetlilerin diğer hukuki işlemlerde olduğu gibi nişanlanmayı da yapabilecekleri kuşkusuzdur. Tam ehliyetsizlerin yasal temsilcileri aracılığıyla dahi nişanlanmaları mümkün değildir tam ehliyetsizlerin yapacakları nişanlanma kesin hükümsüzdür.

Ayırtım gücüne geçici surette sahip olmayan kişi sonradan ayırt etme gücüne sahip olunca nişanlanmayı kabul etmediği sürece, ayırt etme gücünün bulunmadığı zamanda yapılan nişanlanma kesin hükümsüzdür.

Türk Medeni Kanunu madde 118’de düzenlendiği üzere; “Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.” Sınırlı ehliyetsiz ile nişanlanan karşı taraf tam ehliyetli ve fakat nişanlandığı kişinin sınırlı ehliyetsiz olduğu konusunda yanılmak da haklıysa bu durum nişanının bozulması için haklı bir sebep sayılabilir. Örneğin sınırlı ehliyetsiz kendisini ehil göstererek karşı tarafı yanıltmışsa vermiş olduğu zararları tazmine mecburdur. Yasal temsilcinin vermiş olduğu icazet ile birlikte artık sınırlı ehliyetsiz nişanlanmanın mali sonuçlarına bağlı olur ve verilen rıza kural olarak geri alınamaz.

Nişanlanma Ehliyetinin Kanunda Özel Olarak Düzenlenmemiş Olması

Nişanlanmanın Emredici Hukuk Kurallarına Ahlak ve Adaba Aykırı Olmaması ve Evlenmenin İmkansız Olmaması

Mevcut bir evliliğin nişanlanmaya engel teşkil etmesi, evlatlık ilişkisinin bulunması, evlenmeye engel olan akıl hastalığının varlığı, evlenme engeli olan hısımlığın bulunması durumlarında yapılan nişanlanma kesin hükümsüzlükle sakattır. Buna karşılık boşanmış ya da eşi ölmüş bir kadının yeniden evlenmek üzere beklemesi gereken süre (TMK 132), bulaşıcı hastalık AIDS gibi kesin olmayan evlenme engeli nişanlanmanın geçerliliğini etkilemez.

Nişanlıyken iki defa nişanlanan kişi bu davranışı ile ilk nişanı bozmak istemişse ve bunu söz ve davranışlarıyla açıkça belirtmişse bu durumda aynı anda iki nişanlılık söz konusu olmayacağından ikinci nişanlılık geçerlidir birinci nişan sona ermiştir. Buna karşılık iki defa nişanlanan kişi ikinci nişanı birlikte yürütmek amacıyla nişanlanmışsa ikinci nişanlanma ahlaka aykırılık sebebiyle hükümsüzdür.

Muvazaalı danışıklı nişanlanmalar hükümsüzdürler. Nişanlılık için irade beyanı hata, hile veya ikrah ile sakat olan tarafın irade sakatlığına nişanı bozmak için haklı bir sebep olarak dayanabileceği kabul edilmektedir.

Nişanlanmanın Şarta veya Süreye Bağlanması Durumları Nelerdir?

Nişanlılığın geciktirici ya da bozucu şarta bağlanması mümkündür. Kararlaştırılan şartın ahlaka, adaba ve kişilik haklarına aykırı olmaması gerekir. Aksi halde şart geçerli olmaz evli bir kimsenin eşinin belli bir sürede ölmesi şartına bağlı olarak yaptığı nişanlanma ahlakı aykırıdır, var olan evliliğin sona ermesi şartı da ahlaka aykırı şartlardandır.

Nişanlanan kişilerin nişanlılık durumunu ileri bir tarihte başlamasına kararlaştırılmalarını herhangi bir engel bulunmuyorken; geçici bir süre için nişanlılık kurulması durumunda gerçekte ciddi bir nişanlanmanın olduğu var sayılmaz.

Nişanlılık Vadine Uygun Davranma Yükümlülüğü Nedir?

Nişanlılar karşılıklı evlenme vaadinde bulunduklarından dolayı taraflardan her biri bu vaade uygun davranmakla yükümlüdür. Söz konusu yükümlülük, nişanlılara nişanlının birinin ölümü, sakatlanması halinde tazminat ve yakın sayılması gibi   haklar ve yetkiler de verir.

Evlenmeyi gerçekleştirme yükümlülüğü, sadakat yükümlülüğü, nişanlının Medeni Kanun anlamında yakın sayılması, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat isteyebilme, tanıklıktan ve hakimlikten kaçınma hakkı nişanlılık dolayısıyla verilen evlenme vaadinden kaynaklı haklar ve  yükümlülüklerdir. Nişanlılar birbirlerine mirasçı olamazlar.

Nişanlılığın Sona Erme Halleri Nelerdir?

Geçerli mevcut bir nişanlılığın sona ermesi şu şekillerde olabilir:

  • Evlenme, tarafların anlaşması (bu durumda taraflar maddi manevi tazminat isteyemezlerse de hediyelerin iadesini isteyebilirler),
  • Bozucu şartın gerçekleşmesi, evlenmenin imkansızlaşması (özellikle ölüm, gaiplik, nişanlılardan birinin cinsiyet değiştirmesi hallerinde)
  • Kesin bir evlenme engellinin meydana gelmesi(nişanlılardan birinin iyileşmeyecek şekilde akıl hastası olması),
  • Nişanı bozma yani bir taraflı olarak sona erdirme -nişanlanmadan dönme.

Nişan bozma kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan sınırlı ehliyetsizler, nişanlılığı yasal temsilcilerinin rızası olmadan bozabilirler ve bu yüzden yasal temsilcinin nişanı bozma yetkisi de yoktur.

Nişanı bozma 2 şekilde olur haklı sebeple nişanı bozma haklı bir sebep olmadan nişanı bozma. Haklı sebep olmaksızın nişanı bozan taraf tazminatla yükümlü olur.

Nişanı bozmaya haklı sebep olarak; taraflardan birinin ekonomik durumunun iyice sarsılması, örneğin iflas etmesi, ilişkilerinde yeni bir durumun ortaya çıkması, nişanlının bir karakter özelliğini ya da nişanlanmadan önceye ilişkin hoş olmayan özel hayatını öğrenme, şiddetli hayat felsefesi-inanç ayrılığı, diğer nişanlının devamlı ve ağır bir hastalığa yakalanması, nişanlının sık sık sarhoş olması, uygun bir süre içinde geçerli bir sebep olmadan evlenmemesi, ailesinin ahlaken düşük olması, evliliğin mutlulukla sonuçlanmayacağına ilişkin haklı inanç, karşı tarafın aşırı tecrübesizliği gibi sebepler sayılabilir.

Fakat nişanlısının nişanlanma öncesindeki özel hayatını bile bile nişanlanan kimse bu durumu ileri sürüp nişanı bozarsa haklı bir sebebe dayanmış sayılmaz.

Nişanın Sona Ermesinin Sonuçları Nelerdir

Nişanlılık ölüm ya da gaiplikle sona ermişse hediyelerin geri verilmesi ve diğer nişanlının serbest kalması haricinde herhangi bir sonuç doğmaz.

Nişanın sona ermesinin sonuçları genel olarak maddi tazminat, manevi tazminat ve hediyelerin geri verilmesi şeklinde 3 genel başlık altında toplanabilir. Nişanlılığın evlilikle sona ermesi haricindeki sona erme hallerinin hepsinde hediyelerin geri verilmesi gerekir.

Nişanlılığın Sona Ermesi Hallerinde Maddi Tazminat Şartları Nelerdir?

Maddi tazminat talebi nişanı haksız yere bozan ya da kusuru ile nişanın bozulmasına yol açan taraftan talep edilir.

Tazminat isteme hakkı olan taraf nişan için yapılan masrafları nişanlık yüzünden uğradığı zararları yani evliliğin yapılacağına güvenerek uğradığı zararların tazminini isteyebilir.

Kanun 3. kişilere de tazminat isteme imkanı tanımıştır. Ana, baba ya da onlar gibi hareket edenler dürüstlük kuralına uygun olarak yaptıkları nişan masraflarını ve evlilik yapılacağı kanaatiyle yaptıkları masrafları isteyebilirler.

Nişanlılığın Sona Ermesi Hallerinde Manevi Tazminat  Şartları Nelerdir?

Aşağıda sayılan durumlarda manevi tazminat istenebilir:

  • Nişanlılık bozma ile sona erdirilmiş olmalıdır,
  • Tazminat isteyen nişanlının kişilik haklı bir zarara uğramış olmalıdır,
  • Davalının kusurlu olması gerekmektedir. Yani manevi tazminat isteğinde bulunan nişanlı ya kusursuz olacak ya da diğer nişanlının kusurundan daha az kusurlu olacaktır.

Manevi tazminat istemi için sınırlı ehliyetsiz olan nişanlı davayı açmak için yasal temsilciden izin alması gerekmez.

Manevi tazminat talebini ileri sürmüş olan nişanlı sonradan ölmüşse manevi tazminat istemi mirasçılara geçer.

Nişanlılığın Sona Ermesi Hallerinde Hediyelerin Geri Verilmesi Nedir?

Türk Medeni Kanunu madde 122’ye göre “Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.”

Hediyelerin geri verilmesi şu şartlara tabidir:

  • Hediye nişanlılık dolayısıyla verilmiş olmalıdır,
  • Geri istenecek hediyenin alışılmışın dışında olması gerekir,
  • Nişanlılık evlenme dışında bir sebeple sona ermiş olmalıdır.
  • Geri vermeyi isteme hakkına nişanlılar ana ve babaları ya da ana baba gibi hareket eden kimseler sahiptirler.
  • Hediyelerin geri verilmesi kusurlu olma şartına bağlanmadığından kusurlu olan nişanlı da verdiği hediyeleri geri isteyebilir.

Nişanlılığın Sona Ermesinden Doğan Taleplerin Zamanaşımı Nedir?

Türk Medeni Kanunu’nun 123. maddesine göre; “Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”

Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Zeynep Öykü ÖNDER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu