Poliçede Kabul
Poliçede kabul, muhatabın poliçe bedelini vadesinde ödeyeceğine ilişkin yükümlülüğü yazılı bir şerh ve imza ile üstlendiğini ifade eder.
Kabul, muhatabı doğrudan poliçe ilişkisine sokan soyut bir taahhüttür. Kabul beyanının poliçe üzerinde yazılı olması gerekir. Sözlü kabul mümkün değildir.
Muhatap, kabul ile poliçe hukukunda doğan bir yükümlülük altında girmekte ve poliçedeki alacağın asıl borçlusu olmaktadır.
Poliçede Kabul Zorunlu Mudur?
Muhatap, düzenleyen ile aralarında iç ilişki olsa da, poliçeyi kabul etmek zorunda değildir. Muhatap poliçeyi, kabul etmemesi haksız ise ve bundan da düzenleyen zarar görmüşse, kendisine karşı düzenleyen tarafından tazminatı davası açılabilir.
Poliçede Kabul Beyanı Nasıl Olur?
Muhatabı poliçe ilişkisine sokan işlem, imzalı kabul beyanıdır. Kabul beyanı, muhatabın, poliçedeki borcu ödeyeceğine ilişkin bir ifade olup buna ıslak imzası ile teyit ve tespit etmesidir.
Kabul beyanı hukuki niteliği itibariyle tek yanlı, kayıstız ve şartsız yazılı bir irade beyanıdır.
Kabul Beyanı Senedin Neresine Yazılır?
Kabul beyanı genel olarak poliçenin ön yüzüne “kabulümdür imza” veya “ödeyeceğim imza” ya da sadece ıslak veya elle imza atılarak yapılabilir. Kambiyo senetlerinde elektronik imza geçerli değildir.
İmzanın dışında, kabul beyanının poliçenin ön veya arka yüzüne atılacağına ilişkin kanunda hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Genel olarak kabul beyanı, poliçenin ön yüzünün sol köşesine “kabul edilmiştir” veya bu anlama gelen benzeri ifadenin yazılmasıyla olur. Kabul şerhinin poliçenin arka yüzüne yazılması ve imzalanması da mümkündür.
Kimler Kabule Arz Edebilir?
Poliçeye kabule arz hakkı, hamile olduğu kadar her hangi bir zilyede de kanunen tanınmıştır.
Muhatap, kabul için poliçeyi ibraz etmeye bizzat hamilin gelmesini isteyemez. Hamilin gelmemesi nedeniyle muhatap kabulden kaçınırsa, poliçenin kabul edilmemesi sebebiyle, hamil için derhal protesto düzenlemek hakkı doğar.
Poliçede Kabulün Şartları Nelerdir?
Kural olarak poliçede kabulün kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir. Bu durum Türk Ticaret Kanunu’nun 696. maddesinde düzenlenmiştir.
Türl Ticaret Kanunu’nun 696. maddesine göre,
“(1) Kabul, kayıtsız şartsız olmalıdır; fakat muhatap kabulü poliçe bedelinin bir kısmı ile sınırlayabilir.
(2) Kabul beyanı, bundan başka noktalarda poliçe içeriğinden farklı olursa, poliçe kabul edilmemiş sayılır. Bununla beraber kabul eden, kabul beyanındaki şartlar çerçevesinde sorumludur. “
Genel kural bu olmakla birlikte, kanunda birtakım istisnalar öngörülmüştür:
- Muhatap, kabulü poliçe bedelinden bir kısmına hasredebilir. Bu durumda, hamilin kısmı kabule razı olması gerekir, aksi halde o oranda müracaat haklarını kaybeder.
- Muhatap poliçede yazılı tutardan fazlasını kabul ettiğini beyan eder ve imzalarsa, bu beyan geçerlidir. Bu durumda muhatabın yükümlülüğü, poliçe hukuku bakımından sadece poliçede yazılı tutar kadar olup, fazlası için genel hükümlere göre sorumlu olur.
- Her muhatap poliçeyi kabul ederken, poliçede yazılı olan ödeme yerinden başka yeri ödeme yeri olarak gösterebilir.
- Muhatap poliçede, poliçe hukuka ile bağdaşan bazı değişiklikler yapabilir; ancak bu beyanları yapan muhatap beyanları kapsamında sorumlu olur.
Poliçenin Kabul İçin İbraz Süresi ve Yeri
Poliçe tanzim edildiği günden vadeye kadar, kabul için muhataba veya temsilcisine ibraz edilebilir. Vade günü ibraz süresinde dahil olmayıp vade günü artık kabul için ibraz söz konusu olmaz.
Genel olarak kabul hangi gün olmuşsa, poliçeye o günün tarihi atılır. Kabul tarihi atılmamış olması, kabulü geçersiz hale getirmez. Ancak bazı durumlarda tarih atılması zorunlu olabilir. Tarihin atılması bu durumlarda zorunludur:
- Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenmesi şart kılınmış poliçeler,
- Poliçenin kabule arzı için belli bir süre tanzim edildiği takdirde.
Kanuna göre kabul için ibraz yeri muhatabın yerleşim yeridir.
Kabule Arzın Zorunlu Olduğu Haller
Genel olarak poliçenin ibrazı ihtiyaridir. Hamil istediği takdirde poliçeyi muhataba kabul için arz eder istemezse etmez.
Poliçenin kabul için muhataba arzının ihtiyari olduğu kuralının istisnaları kanunda öngörülmüştür:
- Görüldükten belli bir süre sonra ödenecek poliçelerin kabul için muhataba ibrazı zorunludur. Kabule arz süresi bir yıldır.
- Adresli ve yerleşimli poliçelerde kabule arz süresiz olarak yasaklanamaz.
Düzenleyen tarafından poliçenin kabule arzının zorunlu kılınması halinde hamil, düzenleyen tarafından konmuş olan kabul için ibraz zorunluluğuna uymazsa, rücü haklarını kaybeder. Cirantanın poliçeyi kabule arz şartına uymaz ise, sadece bu şartı koyan çırantaya karşı rücü haklarını kaybeder.
Kabulün Niteliği
Poliçenin kabulü ile muhatap, hamile ve düzenleyene karşı poliçe hukukuna göre sormluluk altına girmiş olmaktadır. Bununla birlikte, muhatabın düzenleyene karşı karşılık ilişkisinden doğan talepleri ise, özel hukuk niteliğindedir.
Muhatabın ve aynı şekilde düzenleyenin yükümlülüğünün doğabilmesi için aşağıdaki iki şartın gerçekleşmesi gerekir:
Geçerli Bir Poliçe Olmalıdır
Geçerli bir kabul beyanı için öncelikle kanunen geçerli olan bir poliçe ve poliçe ile sorumlu tutulmaya ilişkin maddi şartların varlığı gerekir. Senedin ancak düzenleyene ait olduğu kabul edilebiliyorsa, o poliçe metni itibariyle sorumludur. Bunun için;
- Düzenleyen bizzat poliçeyi düzenlemiş olmalıdır.
- Düzenlenen senet, niteliği itibariyle düzenleyen tarafından objektif şekilde poliçe olarak biliniyor olmalıdır.
- Düzenleyen işlem ehliyetine sahip olmalıdır.
Poliçe Kabule Arz Edilmiş Olmalıdır
Poliçe yükümlülüğünün ortaya çıkması için, senedin düzenlenmesinde olduğu gibi, kabuli için de hamil ile muhatap arasında geçerli bir teslim sözleşmesinin varlığı şarttır.
Poliçe Kabul Edilmezse Ne Olur?
Poliçe muhatabına usulüne uygun olarak kabule arz edilip, kabul olunmamışsa, poliçedeki ikinci derecedeki borçluları müteselsil olarak sorumludurlar. Bunlar, düzenleyen, cirantalar ve avalisterdir.
Poliçenin vadeden önce kabulü için ve kabul halinde ödeme için ilk başvurulacak kişi muhataptır. Dolayısıyla muhatap poliçeyi kabul ettiği takdirde asıl borçlu olmakta; düzenleyen, ciranta, avalist ve poliçe ile sorumluluk altına girmiş diğer kimseler ikinci derecede sorumlu olmaktadırlar.
Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN