Kamu Hukuku

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçu ve Cezası (TCK m. 85)

Taksirle ölüme sebebiyet verme, Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenmiştir.

Taksirle ölüme sebebiyet verme suçu, kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucunda bir başkasının hayatını kaybetmesine neden olmasıdır. Bu suçla korunan hukuki değer, kişinin yaşam hakkıdır.

Taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun cezası, fiilin sonucuna göre değişir. Eğer fiil, sadece bir kişinin ölümüne neden olmuşsa, fail iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer fiil, birden fazla kişinin ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuşsa, fail iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suç, şikayete bağlı bir suç olmayıp, savcılık tarafından resen soruşturulur. Dava zamanaşımı süresi ise 15 yıldır.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunun Faili

Herkes taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun faili olabilir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunun Mağduru

Taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun mağduru yaşayan herkes olabilir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunun Konusu

Suçun konusu insan yaşamıdır.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda Fiil

Taksirle öldürme, serbest hareketli bir suçtur. Hangi vasıtalarla ortaya çıkarılabileceği kanunda belirlenmemiştir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda Netice

Taksirle öldürme suçu neticeli bir suçtur. Ölüm neticesi ortaya çıkmadığı takdirde suç tamamlanmış sayılamayacaktır.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda Netice

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda İlliyet Bağı

İlliyet bağı, bir eylemin bir sonuca neden olma ilişkisi anlamına gelir ve bu kavram genellikle hukuk sistemlerinde suçun unsurlarından biridir.

Ölümle sonuçlanan bir eylemin failin eylemiyle ilişkilendirilmesi, bu illiyet bağının bulunması gerektiği anlamına gelir. İlliyet bağı, failin eyleminin ölüme neden olduğu ve bu nedenle failin sorumluluğunu doğurduğu durumu ifade eder.

Eğer failin eylemi ve ölüm arasında başka bilinmeyen faktörler varsa ve bu faktörler sebebiyle ölüm gerçekleşmişse, illiyet bağı kurmak zorlaşabilir. Bu durumda failin eyleminin doğrudan ölüme neden olup olmadığı değerlendirilir.

Ayrıca, failin öldürme kastıyla gerçekleştirdiği eylemin sonucunda başka bir fiilin ölüme neden olması durumunda, öne geçen nedensellik kavramı devreye girebilir. Bu durumda, sonradan gerçekleşen olayın ölümle olan illiyet bağını zayıflatabileceği veya ortadan kaldırabileceği düşünülebilir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunun Manevi Unsuru

Taksirle öldürme suçunun manevi unsuru, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucunda, bir insanın ölümüne neden olacağını öngörmediği veya öngördüğü halde, neticeyi istemeyerek hareket etmesidir.

Taksir, suçun kanuni tanımındaki neticeyi öngörmeyerek gerçekleştirmek olarak tanımlanır. Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır. Dolayısıyla taksir, istisnai bir sorumluluk şeklidir.

Taksir, basit taksir veya bilinçli taksir olmak üzere ikiye ayrılır. Basit taksirde, fail neticeyi öngöremez. Bilinçli taksirde ise, fail neticeyi öngörür, ancak bilgisine, yeteneğine veya şansına güvenerek neticeyi istemeksizin hareketine devam eder. Taksirle öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçla korunan hukuki değer, yaşama hakkıdır.

Bu unsurlar, incelenen suçun Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçundan ayrılan özelliklerini oluşturur.

Taksirin bileşenleri şu şekildedir:

  • Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması.
  • Hareketin kasıtlı olarak gerçekleştirilmesi.
  • Neticenin kasıtlı olmaması.
  • Hareket ile netice arasında illiyet bağı bulunması.
  • Neticenin öngörülebilir olması.

Taksirle işlenen suçlarda önemli olan, dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlal edilmiş olmasıdır. Kişinin tedbirsiz ve dikkatsiz davranışının cezalandırılabilmesi için kişiye öngörülebilir nitelikte maddi unsurların yüklenmesi gerekmektedir. Dikkat ve özen yükümlülüğü objektif bir şekilde incelenmelidir.

Failin taksirle gerçekleştirdiği fiiline eklenen üçüncü kişinin eyleminde kusursuz olması durumunda, suçtan sorumluluk yalnızca taksirle fiili gerçekleştiren failin omuzlarına yüklenir.

Suçun maddi unsurları hiç kimsenin öngöremeyeceği durumlarda, özen yükümlülüğünün ihlali sonucu taksirle ölüme sebebiyet vermeden bahsedilemez. Bu durumda, kaza veya tesadüfün varlığından söz edilebilir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda Teşebbüs

Taksirle ölüme sebebiyet verme suçuna teşebbüs mümkün değildir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda Teşebbüs

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda İştirak

Taksirle ölüme sebebiyet verme suçuna iştirak mümkün değildir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda İçtima

TCK m. 85/2 ile taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun özel içtima hali düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre “Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

TCK m. 85/2’nin uygulanabilmesi için tek bir fiilin birden çok neticeye sebep olması gerekmektedir. Ayrı zamanlarda gerçekleşen eylemler bu hükmün kapsamına girmeyecektir. Örnek olarak, bir failin taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olduğu bir olayın ardından, bu kişiyi hızla hastaneye yetiştirirken ayrı bir zamanda başka bir kişiye çarpıp ölümüne sebep olması durumunda bu uygulanmaz. Çünkü failin ikinci eylemi, yeni bir dikkat ve özen yükümlülüğü ihlali durumunu ortaya çıkarmıştır.

Şahsi Cezasızlık Sebebi ve Cezada İndirim Yapılmasını Gerektiren Şahsi Sebep

Şahsi cezasızlık sebebi, suçun işlenmesi sırasında objektif olarak mevcut olan ve failin cezalandırılmaması sonucunu doğuran kişisel hallerdir. Bu sebepler, suçun kanuni tanımındaki unsurlar dışında kalan, failin kişisel özellikleri, ilişkileri veya belli durumları ile ilgilidir.

Şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı halinde, eylem suç olmaktan çıkmaz, ancak fail cezalandırılmaz. Fail cezalandırılmasa bile, bir güvenlik tedbiri olan müsadere hükümlerinin uygulanması mümkündür. İştirak halinde işlenen suçlarda, şahsi cezasızlık sebebi kendisinde bulunmayan suç ortakları cezasızlık halinden yararlanamazlar. Sadece şahsi cezasızlık sebebi olan fail cezasızlık halinden yararlanabilir.

Şahsi cezasızlık sebebi, suçun işlendiği anda mevcut olması gerekir. Suçun işlenmesinden sonra ortaya çıkan haller, cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepler olarak değerlendirilir. Örneğin, etkin pişmanlık, suçun işlendiği anda değil, suç işlendikten sonra ortaya çıkan ve cezanın kaldırılmasını veya cezada indirim yapılmasını sağlayan bir şahsi sebeptir.

Taksirle öldürme durumunda şahsi cezasızlık sebebini uygulanmasının şartları şunlardır;

  • Taksirli fiil sonucu meydana gelen neticenin, cezaya hükmedilmesini gereksiz kılması.
  • Mağduriyetin münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından ortaya çıkması.

Basit taksir durumunda şahsi cezasızlık sebepleri uygulanırken, bilinçli taksirle ölüme sebep verildiğinde cezada indirim yapılması için özel sebep mevcut olmalıdır.

Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne sebep verilmesi durumunda, yukarıda bahsedilen sebeplerin varlığı halinde, verilecek ceza yarısından altıda birine kadar indirilebilir.

Muhakeme ve Yaptırım

Taksirle öldürme suçunun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır.

Taksirle bir kişinin ölümüne neden olan kişi hakkında iki yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Fail birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, bu durumda iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Nesrin KOŞAR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu