Ticaret Sicili Teşkilatı
Ticaret sicili, ticari işletme ve tacir ile ilgili bazı hususların tacir ve üçüncü kişilerin menfaatleri açısından açıklanmasına hizmet eden bir sicildir. Ticaret sicili iş hayatında güvenliği sağlamak amacıyla kurulmuş resmî belge ve aleniyet merkezidir.
Bugün için ticaret sicili kayıtları, Ticaret ve Sanayi Odası veya Ticaret Odası bulunan yerlerde bir ticaret sicili memurluğu kurularak tutulur. Sicilin yönetimi de Ticaret Bakanlığı’nın uygun görüşü ile oda meclisince atanacak sicil memurlarınca yürütülür. Yeni TTK’den sonra kurulan şirketlerle ilgili işlemler, başvurular, elektronik ortamda e-imza ile yapılmaktadır.
Sicil İşlemleri
Tescil bir olgunun sicile geçirilmesidir. Yeni ticaret sicili yönetmeliği sicilde tutulacak defterlerin Merkezi Sicil Sisteminde (MERSİS) tutulacağını ve işlemlerinin MERSİS üzerinden gerçekleştirileceğini belirtir.
Tescil kural olarak talep üzerine yapılır. Re’sen veya yetkili kurum veya kuruluşun bildirimi üzerine yapılacak tescille ilgili hükümler saklıdır. Tescil işleminin dayanakları olan dilekçe, senet, beyanname gibi belgeler, sicil dosyası içinde süresiz saklanır.
- İlgililerin Talebi Üzerine: tescil kural olarak talep üzerine yapılır. Tescil istemi ilgililer, temsilcileri veya hukuki halefleri tarafından yetkili sicil memurluğuna yapılır (TTK m.28/1). İlgili kavramı o hususun tescilinde hukuki menfaati olan kişiyi kapsar.
Bir hususun tescilini istemeye birden çok kimse zorunlu ve yetkili olduğu takdirde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bunlardan birinin talebi üzerine yapılan tescil tümü tarafından istenmiş sayılır (TTK m.28/2). Kanunda aksine hüküm kollektif şirkete ilişkindir. Kollektif şirketin kuruluşunu kurucuların hep birlikte talep etmesi gerekir (TTK m.215).
- Resen veya İlgili Makamın Bildirimiyle Yapılacak Tescil: tescil konusundaki istisnai durum ise resen tescilidir. Ancak bu tür tescil için mevzuatta açık hüküm gerekir. Sicil memurunun burada bir takdir hakkı yoktur.
Tescil Talebi, Şekli ve Süresi
Ticaret sicili müdürlüğüne herhangi bir konunun tescili için başvuru yazılı şekilde ya da elektronik ortamda yapılır. Kanunda aksine hüküm olmadıkça tescili talep süresi on beş gündür. Buna karşılık ticaret sicili memurluğunun yetki çevresi dışında oturanlar için bu süre bir aydır.
Sicildeki Değişiklikler ve Silme (Tadil-Terkin)
Daha önce sicile tescil edilmiş bir hususta değişiklik meydana gelmiş olabileceği gibi, bu hususun ortadan kalkması da söz konusu olabilir. Bu durumda tadil veya terkin işlemi yapılır. Tescil edilmiş konularda gerçekleşecek her türlü değişikliğin de tescil edilmesi gerekir. Tadil usulü de tescil gibidir. Tadilin dayandığı delil olması gerekir.
Ticaret Sicili Memurunun İnceleme Görevi
Ticaret sicil memurunun inceleme görevi mevcuttur.
İnceleme Noktaları
Sicil memuru bir tespit talebiyle karşı karşıya kaldığında yapılacak incelemeyle talep hakkında karar verir.
Sicil memuru her şeyden önce tescil için aranılan kanuni koşulların var olup olmadığını inceler. Bu bağlamda, incelenecek ilk nokta tescili istenen konunun kanunlarda veya ticaret sicili yönetmeliğinde yer alıp almadığıdır. Bu koşul yoksa başkaca bir hususa bakılmadan tescil talebi reddedilir.
Bu noktadan sonra, tescil isteminin ilgililer tarafından yapılıp yapılmadığı; mevzuatın ön gördüğü belgeler ve harcın yatırılıp yatırılmadığı; talebin emredici kanun hükümlerine; özellikle tüzel kişilerin tescilinde şirket sözleşmesinin emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir.
Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtması, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımaması ve kamu düzenine aykırı olmaması da şarttır. Bunlardan birine aykırılık, tescil talebinin reddi sonucunu doğurabilir.
Tescile Davet
TTK m. 33’e göre: “Tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş olan veya 32. maddenin üçüncü fıkrasındaki şartlara uymayan bir hususu haber alan sicil müdürü, ilgilileri, belirleyeceği uygun bir süre içinde kanuni zorunluluklarını yerine getirmeye veya o hususun tescilini gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır.”
TTK m. 32/3’e göre ise “Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” Bunu düzenlemiştir.
Bu iki durumda da sicil memuru ilgilileri tescile davet edebilir.
Tescil Talebinin Reddi Kararına İtiraz
İlgili/ler bir konuda tescil, tadil veya terkin talebinde bulunmasına rağmen sicil memurluğu bu başvuruyu TTK m. 32’de öngörülen nedenlerden birine dayanarak reddederse, bu karara karşı kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli Asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edilebilir.
Geçici Kayıt
Çözümlenmesi bir mahkeme hükmüne bağlı bulunan veya sicil memuru tarafından kesin olarak tescilinde tereddüt edilen konular ilgililerin istemi üzerine geçici olarak kaydolunur. Geçici kayıt bir talebi sicil memuru tarafından reddedilen ve bu yüzden sicilin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurmak zorunda kalan ilgilinin menfaatlerini korumaya yönelik bir koruma tedbiridir. Böylece ilgili kişinin o sorun kesin olarak çözümleninceye kadar menfaatlerinin başkalarınca ihlal edilmesi önlenmiş olur.
İlan ve Aleniyet
Herkes ticaret sicilinin içeriğini ve müdürlükte saklanan tüm senet ve belgeleri incelenebileceği gibi giderini ödeyerek bunların onaylı suretlerini de alabilir. Bu hakkın kullanılabilmesi için ilgili kişi olmaları, belgesine inceledikleri tacirle ilişkilerinin olması, bu incelemeyi yapmak için haklı bir nedeninin olması gerekmez.
Bu ilkeyi hayata geçirebilmek için ilan prosedürü getirilmiştir. Yeni TTK’ye göre “tescil edilen hususlar, kanun veya yönetmelikte aksine bir hüküm bulunmadıkça ilan olunur”. İlan, Türkiye genelinde sicil kayıtlarının ilanına özgü Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi (TTSG) ile yapılır.
Tescil ve İlanın Etkisi
Ticaret sicili odalar tarafından tutulduğu için resmi sicillerdendir ve TMK m. 7 burada da uygulanır. Resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriklerinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm olmadığı sürece, herhangi bir şekle tabi değildir.
Ticaret sicili kayıtları nerede bulunurlarsa bulunsunlar üçüncü kişiler hakkında tescilin TTSG ile ilan edildiği; ilanın tamamı aynı nüshada yayınlanmamış ise son kısmının yayınlandığı günü izleyen iş gününden itibaren hüküm ifade eder. Bir konunun tescil ile beraber üçüncü şahıslar hakkında derhal hüküm ifade edeceğine veya sürelerin derhâl işleyeceğine dair özel hükümler ise saklıdır.
Kurucu/Bildirici Etki
Bir hususun sicile tescili/ilanı o hususun hukuk dünyasında ortaya çıkması için gerekiyorsa tescil/ilan olmadan o hukuki durum ortaya çıkmıyorsa tescilin etkisi kurucusudur.
Eğer tescil bir hukuki durumun ortaya çıkması için gerekli değilse, başka bir deyişle o hukuki durum zaten ortaya çıkmışsa tescil sadece ortaya çıkan bu hukuki durumu bildirme görevinden başka bir anlama sahip değilse tescil bildiridir.
Müspet/Menfi Etki
Menfi-müspet etki sicilin üçüncü kişiler üzerindeki etkisiyle ilgilidir.
Olumlu etkide kanunlara veya ticaret sicili yönetmeliğinin bir hükmüne uygun şekilde tescil ve ilan edilmesi gereken bir husus, tescil ve ilan edilmiştir. İşte üçüncü kişiler (TTK m. 36/1 gereğince) kendilerine karşı hüküm ifade etmeye başlayan kayıtları bilmediklerini iddia edemez (TTK m.36/3) , Bunların bilindiği varsayılır. Bilme varsayımı dolayısıyla bu etki olumlu etki olarak adlandırılmıştır. Sicilinin müspet işlevi, mevzuatın tescil ve ilanını öngördüğü hususlarla sınırlıdır.
TTK m. 36/4’te İse menfi etki düzenlenmiştir. Burada ise tescil ve/veya ilanı gerekip de bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin bu yükümü ihlal eden ve işlemin muhatabı üçüncü kişi açısından sonuçları düzenlenmektedir. Hükme göre tescili zorunlu olduğu halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı zorunlu iken ilan olunmamış bir husus, ancak bunu bildikleri veya bilmeleri gerektiği ispatlandığı takdirde üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir.
Ticaret Siciline Güven İlkesi
Sicile güven (itimat), yolsuz dahi olsa bir sicildeki kayda iyi niyetle dayanarak o hakkı kazanma ilkesini ifade etmektedir. Bu ilkenin geçerli olduğu en önemli sicil tapu sicili ile belli koşullarda gemi sicilidir. Buna karşılık ticaret sicilinde sicile güven ilkesi -kural olarak- yoktur.
Bunun bir sonucu olarak, (B)’ye ait olan bir ticari işletme, yolsuz bir tescile yanlışlıkla (A) adına tescil edilse ve (A) da işletmeyi iyiniyetli (T)’ye devretse (T) ticaret sicili kaydına iyi niyetle dayanmasına rağmen işletmenin maliki olamaz. Ancak yeni TTK’de bu ülkeyi esnetecek istisnai düzenlemeler vardır.
Tescil kaydı ile ilan edilen durum arasında aykırılık bulunması halinde, tescil edilmiş olan gerçek durumu bildikleri ispat edilmediği sürece, üçüncü kişilerin ilan edilen duruma güvenleri korunur.
Sicil Kayıtlarının Tutulmasından Doğan Sorumluluk
Yeni TTK ile ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet ve ilgili oda müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Devlet ve sicil görevlilerini atamaya yetkili kurum, zararın doğmasında kusuru bulunanlara rücu eder.
Av. Ahmet EKİN& Stj. Av. Ezgi DEMİROCAK