Vergi Davası Nedir? Nasıl İşler?
Vergi Davası Nedir?
Dava, başka biri tarafından hakkı ihlal edilen, hakkı tehlike altında bırakılan veya haksız talepte bulunulan kişinin mahkemeden hukuki koruma istemesidir. Vergi hukuku ise vergi borcu sebebiyle devlet ve kişiler arasında ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıkları düzenleyen hukuk dalıdır. Yani vergi davaları devlet ve bireyler arasındaki menfaat dengesinin sağlanmasına yarayan davalardır.
Vergi yargısının asli dayanağını Anayasanın 125. maddesi oluşturur. Bu maddeye göre; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” Diğer yasal dayanaklar ise İdari Yargılama Usulü Kanunu, Danıştay Kanunu ve Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanundur.
Vergi Davalarında Görev
Görev; uyuşmazlığın niteliğine göre mahkemenin uyuşmazlığa bakabilme gücüdür. Vergi davalarında görev hususu ise Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;
Vergi mahkemeleri:
- Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
- (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
- Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler.
Bu kapsamda görevli olan vergi mahkemelerinde tek hakimle veya kurul halinde uyuşmazlıklar çözülmektedir. Davanın tek hakimle çözülebilmesi için uyuşmazlıktan kaynaklanan davanın toplam değerinin 25.000 Türk Lirasını aşmaması gerekmektedir. Şayet 25.000 Türk Lirasını aşıyorsa bu durumda uyuşmazlık kurul halinde incelenecektir.
Vergi Davalarında Yetki
Yetki, hangi yargı yerindeki görevli mahkemede davanın açılacağını ifade eden kavramdır. Vergi uyuşmazlıklarında yetki hususunu İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 37. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;
Bu Kanununa göre vergi uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme:
- Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen,
- (Ek : 10/6/1994 – 4001/17 md.) Gümrük Kanununa göre alınması gereken vergilerle Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren,
- Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunun uygulanmasında, ödeme emrini düzenleyen,
- Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan, Dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir
Vergi mahkemelerinde yetki belirlenirken mükellefin vergi işlemleri sebebiyle bağlı bulunduğu vergi daireleri dikkate alınarak yetkili mahkeme belirlenir. Ankara 2. Vergi Mahkemesi de bir kararında bu durumu şu şekilde ortaya koymuştur;
Ankara 2.Vergi Mahkemesi 2003/913 E., 2003/1027 K., 06.11.2003 T. “İstanbul Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğüne ödenen motorlu taşıtlar vergisine karşı açılacak davada, verginin tarh tahakkuk ve tahsil işlemi anılan idare tarafından yapılmış olduğundan söz konusu uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Vergi Mahkemeleri’nin yetkili olacağına karar verilmiştir.”
Vergi mahkemeleri kendisini yetkisiz bulursa İdari Yargılama Usulü Kanunun 15 maddesi ve 14. maddesinin 3. fıkrası gereğince yetkili mahkemeye gönderecektir.
Görevli ve yetkili mahkemenin tespitinden sonra önem arz eden bir durum ise dilekçenin nereye verileceğidir. Bu hususu şu başlıklar altında inceleyebiliriz;
- İlgili vergi mahkemesi başkanlığına,
- İlgili vergi mahkemesi başkanlığı farklı bir yargı çevresindeyse yetkili vergi mahkemesine gönderilmek üzere herhangi bir vergi mahkemesi veya idare mahkemesi başkanlığına,
- İdare ve vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerine,
- Yabancı ülkelerde ise Türk konsolosluklarına, verilebilir.
Vergi Yargılaması Nasıl İşler?
Vergi Yargılamasında Davacı ve Davalı
Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesine göre; “Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilirler. Vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.”
Vergi Usul Kanunu’nun 378. maddesine göre ise; “Vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır. Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Bu Kanunun vergi hatalarına ait hükümleri mahfuzdur.”
Sonuç olarak vergi davası açabilecek kişileri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler,
- Gerçek kişiler kendileri veya vekilleri ile
- Küçükler, kısıtlılar ve tüzel kişiler vergi davalarını kanuni temsilcileri ile veya temsilcilerinin vekilleri ile ,
- Takdir komisyonlarınca takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.
Vergi Davalarına Konu İşlemler
Vergi tarhı, Vergi Usul Kanunu’nun 20. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır; ” Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir.” Vergi hukukunda tahsil ise Vergi Usul Kanununun 23. maddesinde; ” Verginin tahsili, kanuna uygun surette ödenmesidir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Vergi hukukunda vergi idareleri vergilendirme işlemini tarh ile başlatır ve tahsilat işlemiyle sonlandırır. Tarh ve tahsil işlemleri idari işlem olup Vergi Usul Kanunu ve İdari Yargılama Usulü Kanunu gereği ancak bu aşamalarda idari işlemin iptali istenebilecektir.
Tarh-tahakkuk aşamasında;
- Verginin ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilmiş olması,
- Vergi dairesince kişiye ceza kesilmiş olması,
- Takdir komisyonu kararı dayanak gösterilerek vergi salınması
Tahsil aşamasında;
- Ödeme emrinin tebliğ edilmesi
- Tahakkuk ya da ihtiyati tahakkuka dayanan ihtiyati haciz uygulanması,
- Haciz uygulanması ya da malların paraya çevrilmesi durumlarında vergi mahkemesinde dava açılabilecektir.
Vergi Davalarında Dava Açma Süresi
Vergi davalarında dava açma süresi İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir;
Dava açma süresi: Madde 7 –
1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; Tarihi izleyen günden başlar.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde özel kanunlarda ayrı süre gösterilen hallerde bu sürelerin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu duruma örnek olarak Vergi Usul Kanununun Ek 7. maddesinin 4. fıkrası verilebilir. Bu maddeye göre; ” Uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabı; tarh edilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesinde dava açılabilir. Bu takdirde dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddet tutanağın tebliğinden itibaren 15 gün uzar.”
Yukarıda da belirttiğimiz 30 günlük dava açma süresi hak düşürücü süre olup süresinde kullanılmayan dava hakkı düşmektedir.
Dosyalar Üzerinde İlk İnceleme
Vergi davası yazılı şekle tabidir. Vergi davaları; vergi mahkemelerine hitaben yazılmış dilekçeyle açılır. Dava dilekçelerinde ise şu unsurların bulunması zorunludur; Tarafların, varsa vekillerin ad ve soyadları ve adresleri, gerçek kişilere ait TC numarası, dava konusu ve sebepleri ile dayanılan deliller, davaya konu olan idari işlemin tebliğ tarihi, davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ olunan ihbarnamenin tarihi, numarası. Dava konusu belgelerin aslı ve örnekleri de dava dilekçesinin ekinde yer almalıdır.
Dosyalar üzerinde ilk inceleme yapılması İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinde düzenleme alanı bulmuştur. Bu maddeye göre;
Dilekçeler üzerine ilk inceleme: Madde 14
1. Dilekçeler Danıştayda Evrak Müdürlüğünce kaydedilir ve Genel Sekreterlikçe görevli dairelere havale olunur.
2. (Değişik: 2/7/2012 – 6352/53 md.) Bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde dilekçeler, evrak bürosunca kaydedilerek ilgili mahkemelere havale olunur. Dilekçe sahibine evrakın tarih ve sayısını gösterir ücretsiz bir alındı kâğıdı verilir.
3. (Değişik: 5/4/1990 – 3622/5 md.) Dilekçeler, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından:
a) Görev ve yetki,
b) İdari merci tecavüzü,
c) Ehliyet,
d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
e) Süre aşımı,
f) Husumet,
g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları, Yönlerinden sırasıyla incelenir.
İlk inceleme aşamasıyla dava dilekçesi henüz davalıya tebliğe çıkmadan eksikliklerin giderilmesi sağlanmakta, bu işlem yargılama süresinden tasarruf sağlanmaktadır.
Dosyaların Tekemmülü
Yukarıda açıkladığımız dilekçenin ilk inceleme safhasından sonra dilekçe ve ekleri tebligata çıkarılarak dilekçe ve ekleri davalıya, davalının vereceği savunma dilekçesi ise davacıya tebliğ edilir. Dava dosyasının aslı idarenin savunmasını sunmasıyla beraber vergi mahkemesinin başkanlığına gönderilmektedir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesine göre; taraflar kendilerine dilekçenin tebliğinden itibaren cevap verebilmeleri için 30 günlük süreleri bulunmaktadır. Şayet haklı sebep varsa bu durumda görevli mahkemenin vereceği kararla beraber cevap süresi bir kereye mahsus 30 gün uzatılabilir.
Kısacası davacı mükellefin dava dilekçesinin vergi dairesine tebliğinden itibaren vergi dairesi 30 gün içerisinde savunma dilekçesini sunmalıdır. Vergi idaresinin savunma dilekçesinin davacı mükellefe tebliğinden sonra 30 gün içinde ise davacı mükellef cevap vermelidir. Mükellefin cevabının vergi dairesine tebliğinden itibaren vergi idaresi ise 30 gün içerisinde vergi idaresi cevap verir ve dilekçeler teatisi bu aşamayla beraber sonlanır.
Dilekçeler teatisinin sonlanmasıyla beraber dosya tekemmül etmiş sayılır ve tekemmül tarihinden itibaren 6 ay içerisinde huzurdaki dava sonlandırılır.
Duruşma
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır.” Yine aynı kanunun 19. maddesine göre ise duruşma yapıldıktan sonra 15 gün içinde karar verilmelidir.
Yürütmeyi Durdurma
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi yürütmenin durdurulması kavramını düzenlemektedir. 27. maddenin 4. fıkrasına göre; “Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur.” Yine aynı maddenin 7. fıkrasına göre ise yürütmenin durdurulmasını talep edenler yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararlara kararın kendilerine tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebilirler. İtiraz üzerine verilen kararlar ise kesindir.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 52. maddesi ise istinaf ve temyiz aşamasında yürütmenin durdurulmasını şu şekilde düzenlemiştir; ” Temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya itirazı incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir.”
Karar
Taraflar kural olarak iddialarını ispat etmek için her türlü delile başvurabilirler. Kanun, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin gerçekleştirilen idari işlemlerin yemin hariç her türlü delille ispat edilebileceğini ifade etmiştir. Buna göre vergi yargılamasında; delil serbestisi mevcut olduğundan davacı iddialarını elindeki belge ve defterler ile kanıtlayabilir. Defterlerin delil olarak gösterilebilmesi için usulüne uygun olarak tutulmuş olmaları şarttır. Karar gerekçeli olarak yazılmalıdır.
Karar verildikten sonra yapılması gerekenler ise İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 25. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Kararın mahkeme başkanı ve üyeleri veya hakimi tarafından imzalı asıllarından biri, karar dosyasına, diğeri de dava dosyasına konur; mahkeme mührü ve başkan yahut hakim, Danıştayda daire veya kurul başkanı veya görevlendireceği bir üye imzasıyla tasdikli birer örneği de taraflara tebliğ edilir”
Kanun Yolları
Vergi yargılamasında kanun yolları İdari Yargılama Usulü Kanununda açıkça düzenlenmiştir.
a. İstinaf Kanun Yolu
İstinaf; ilk derece mahkemesinin gerçekleştirdiği yargılama neticesinde verdiği nihai kararın maddi ve hukuki yönden incelenmesini sağlayan kanun yoludur. İYUK’un 45. maddesinde istinaf kanun yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren 30 gün olduğu ve beş bin Türk Lirasını geçmeyen vergi davalarının kesin olduğu belirtilmiştir.
İstinaf:
Madde 45 –
1. İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
İYUK madde 45/3 ve 4 ’te istinaf başvurusunun yapıldığı Bölge İdare Mahkemesi’nin yargılamayı nasıl yapacağı açıklanmıştır. İstinaf sonucu verilecek kararlar şu şekilde sıralanabilir:
- Bölge idare mahkemesi, kararın istinafı sonucu yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesinin kararını hukuka uygun bulursa istinaf talebinin reddine karar verir.
- Kararda maddi yanlışlıklar mevcutsa düzelterek aynı kararı verir.
- Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını hukuka aykırı bulursa istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir.
- Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme sonucu yapılan istinaf başvurusunu haklı bulursa davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme bakmışsa, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir ve ilgili mahkemeye gönderir.
Bölge idare mahkemelerinin İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesine göre temyize açık olmayan kararları kesindir.
b. Temyiz Kanun Yolu
Temyiz kanun yolunda istinaf kanun yolundan farklı olarak sadece hukuka uygunluk bakımından inceleme yapılmaktadır. Bu yolda dikkat edilmesi gereken; konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davalarının temyiz edilebileceği hususudur.
Temyiz dilekçeleri kararı veren mahkemeye verilir ve mahkeme bu kararı karşı tarafa tebliğ eder. Karşı tarafın temyiz dilekçesine cevap vermek için 30 günlük süresi bulunmaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu- Madde 46
Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c. Kanun Yararına Temyiz
Kanun yararına temyiz hususu İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesinde düzenlenmiş olup vergi mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırılık teşkil ediyorsa bu durumda ilgili bakanlıkların göreceği lüzum üzerine veya kendiliğinden başsavcı tarafından temyiz edilebilir.
d. Yargılamanın Yenilenmesi
İdari Yargılama Usulü Kanunu 53. maddesinde yargılamanın yenilenmesi kurumuna yer vermiştir. Bu maddeye göre vergi mahkemelerinde verilen kararlar hakkında ancak bazı sebeplerle yargılamanın yenilenmesi talep edilebilecektir. Bu sebepler şöyledir;
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
h) (Değişik: 10/6/1994-4001/23 md.) Tarafları,konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
ı) (Ek: 15/7/2003-4928/6 md.) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Ek ibare : 25/7/2018 – 7145/4 md.) veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
Yargılamanın yenilenmesi hususunda karar verebilecek olan mahkeme ise işin esasının incelendiği mahkemedir.
Sonuç olarak
Vergi yargılaması hakkında başvurulacak kaynak İdari Yargılama Usulü Kanunu olup söz konusu vergi davaları teknik davalardır. Vergi davalarında hak kaybına uğramamak için İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Vergi Usul Kanunuları konusunda uzman bir avukat veya hukuk ekibinden yardım alınması son derece yararınıza olabilir. Zira yapılabilecek yanlış seçimler, geri dönülemez sorunlara yol açabilir.