Teşebbüs Ne Demek? (TCK m. 35)

Ceza hukuku açısından bir fiilin suç sayılabilmesi için kural olarak icrasının tamamlanmış olması gerekir. Ancak failin suçun icrasına başlamış olmasına rağmen tamamlamaması halinde de ceza hukuku açısından sorumluluk doğabilir.
Bu tür durumlar, “teşebbüs” (suça teşebbüs) kurumu çerçevesinde değerlendirilir. Türk Ceza Kanunu madde 35 ve devamında düzenlenen teşebbüs, suçun oluşumuna dair genel hükümler arasında yer almakta ve tamamlanmamış ancak hukuka aykırı bir amaca yönelen fiillerin cezalandırılmasını sağlamaktadır. Teşebbüs kurumu, ceza hukuku teorisinde “eksik haksızlık” kapsamında değerlendirilir.
Teşebbüsün Tanımı ve Hukuki Niteliği
Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca “Kişi, işlemeyi kastettiği suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan sebeplerle tamamlayamazsa teşebbüsten dolayı sorumlu olur.”
Bu düzenleme çerçevesinde teşebbüs, kast edilen suçun icrasına yönelik olarak gerçekleştirilen ve suçun oluşması için yeterli görülen hareketlerin yapılmasına rağmen, suçun tamamlanamaması durumunu ifade eder. Buradaki temel yaklaşım, failin suç işleme kararlılığını ortaya koymuş olmasıdır.
Teşebbüsün Şartları Nelerdir?
Teşebbüsün varlığı için bazı unsurların birlikte bulunması gereklidir. Bunlar:
Kast
Teşebbüs yalnızca kasıtlı suçlar bakımından söz konusu olabilir. Taksirli suçlarda teşebbüs hükümleri uygulanamaz. Çünkü taksirde failin suç neticesini istemesi söz konusu değildir.
Elverişli Hareket
Failin gerçekleştirdiği hareketin, suçun işlenmesi bakımından elverişli olması gerekir. Elverişsiz araçla ya da elverişsiz konuya yönelen hareketler “sözde teşebbüs” (imkânsız teşebbüs) kapsamında değerlendirilir ve bazı durumlarda cezalandırılmayabilir.
Suçun Doğrudan Doğruya İcrasına Başlama
Failin eylemleri hazırlık hareketleri seviyesinde kalmamalı, suçun icrasına geçilmiş olmalıdır. Bu ayrım uygulamada önemlidir. Örneğin bir silahla bankaya girmek hazırlık hareketi olabilirken, silahı doğrultup vezne görevlisinden para istemek icra hareketidir.
Elverişsiz Sebeplerle Tamamlanmama
Teşebbüsün varlığından söz edebilmek için suçun tamamlanamaması, failin iradesi dışında gerçekleşmiş olmalıdır. Örneğin, kurbanın olay yerinden kaçması veya polisin müdahalesi gibi dışsal engeller teşebbüs kapsamında değerlendirilir.
Teşebbüsün Türleri Nelerdir?
Tamamlanmamış Teşebbüs
Fail icra hareketlerine başlamış ancak netice hiç doğmamıştır. Örneğin, bir kişiye tabanca ile ateş edilmesine rağmen isabet etmemesi.
Neticesi Hareketten Önce Gerçekleşen Suçlar Açısından Teşebbüs
Bazı suçlarda netice, hareketin bitmesiyle meydana gelir (örneğin öldürme). Bu gibi durumlarda failin eylemi tamamlanmadan önce müdahale edilirse teşebbüs söz konusu olur.
Teşebbüste Gönüllü Vazgeçme
TCK m.36’ya göre “Kişi, gönüllü olarak suçun tamamlanmasını engellerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz. Ancak, meydana gelen netice dolayısıyla cezalandırılır.”. Gönüllü vazgeçme, failin kendi iradesiyle suçun tamamlanmasını engellemesi halidir. Bu durumda kişi, teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılmaz; sadece eğer hareketi bir zarara yol açmışsa bu zarar dolayısıyla cezalandırılır (örneğin yaralama gibi).
Gönüllü vazgeçmenin kabul edilebilmesi için:
- Suç tamamlanmamış olmalı,
- Vazgeçme failin kendi iradesine dayanmalı,
- Vazgeçmenin sonucu olarak suçun işlenmesi engellenmiş olmalı.
Etkin Pişmanlık ile Teşebbüs Arasındaki Fark
Etkin pişmanlık, suçun tamamlanmasından sonra failin gösterdiği olumlu davranışları kapsar. Genellikle zararın giderilmesi, mağdurun rızasının alınması gibi fiillerle cezada indirim sağlanmasını içerir. Bu yönüyle teşebbüsten farklıdır. Teşebbüste suç tamamlanmazken, etkin pişmanlıkta suç tamamlanmış olur.
Bazı suç tiplerinde etkin pişmanlık, cezasızlık sebebi de olabilir (örneğin hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu suçları gibi).
Teşebbüsün Cezalandırılması
TCK m.35/2’ye göre “Teşebbüs halinde fail, suçun tamamlanmış haline nazaran daha az ceza ile cezalandırılır. Ancak verilecek ceza, işlenmek istenen suçun ağırlık derecesine ve gerçekleşen zararın veya tehlikenin önemine göre belirlenir.”
Bu hüküm uyarınca hâkim, somut olayın özelliklerine göre bir indirim yapabilir. Bu indirimin miktarı, failin kast derecesi, suçun işlenmesine ne ölçüde yaklaşıldığı ve neticenin ciddiyeti dikkate alınarak belirlenir.
İmkânsız Teşebbüs
Failin elverişsiz araç veya konu üzerinde suç işlemeye yönelmesi durumudur. Örneğin, ölmüş birini zehirlemeye çalışmak gibi. Bu gibi durumlar, “objektif cezalandırılabilirlik” açısından tartışmalıdır. TCK bu konuda açık bir düzenleme yapmamıştır, ancak öğretide genel eğilim, failin kastı sabitse ve tehlike oluşturuyorsa cezalandırılması gerektiği yönündedir.
Teşebbüsün Uygulamada Önemi
Uygulamada özellikle öldürmeye teşebbüs, hırsızlığa teşebbüs, dolandırıcılığa teşebbüs gibi suç tiplerinde teşebbüs hükümleri yoğun biçimde uygulanmaktadır. Teşebbüsün varlığı ya da yokluğu, cezanın miktarını ciddi oranda etkileyebileceğinden, teşebbüs kavramının isabetli şekilde tespiti büyük önem taşır.,
Teşebbüs kurumu, ceza hukukunun temel yapı taşlarından biridir. Suçun icrasına yönelen fakat tamamlanamayan fiillerin cezalandırılmasını sağlayarak, ceza adaletinin sağlanmasına katkı sunar. Ancak teşebbüsün cezalandırılabilmesi için bazı şartların varlığı aranmakta; özellikle kast, elverişli hareket ve icraya başlama gibi unsurlar dikkatle değerlendirilmelidir. Teşebbüs ile gönüllü vazgeçme ve etkin pişmanlık arasındaki farklar da uygulamada önemli sonuçlar doğurur. Ceza yargılamasında bu kavramların doğru anlaşılması, adil ve hakkaniyetli kararlar verilmesinde belirleyici rol oynar.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Şevval Asude DOĞAN