Blog

Bağışlama Sözleşmesi Nedir?

Bağışlama sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 285. Maddesinde tanımlanmış ve tek tarafa borç yükleyen bir sözleşme türüdür.

Bağışlamanın Tanımı

Bağışlama sözleşmesi, bağışlayan kişinin bağışlanana karşılıksız bir yarar sağlama taahhüdünü içerir ve bu yönüyle, yalnızca bir tarafa yükümlülük getiren hukuki işlemler arasında yer alır. Bağışlamanın karşılıksız niteliği, bu sözleşme türünün temel özelliğini oluşturur; bağışlayan, sağladığı yarar karşılığında herhangi bir çıkar beklemez. Bu nedenle, bağışlayanın haklarını korumak amacıyla mevzuatta özellikle ehliyet konusunda sıkı düzenlemeler yapılmıştır.

Bağışlama sözleşmesi kanunda ise şöyle tanımlanmıştır;

  1. Tanımı 

MADDE 285- 

Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir. 

Henüz edinilmemiş olan bir haktan feragat etmek veya bir mirası reddetmek, bağışlama değildir

Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz.

Bağışlamanın Tanımı

Bağışlama Sözleşmesinin Kurulması

Bağışlama sözleşmesi, tarafların karşılıklı ve uyumlu irade açıklamalarıyla meydana gelen, borç doğuran bir sözleşme türüdür. Bağışlama sözleşmesi tek tarafa borç yükleyen bir sözleşme olmasına rağmen bu sözleşmenin kurulması için iki tarafın da irade beyanı gereklidir.

Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri uyarınca, teklif eden kişi bir kabul süresi belirlemişse, bu süre sona erene kadar; böyle bir süre belirtilmediği durumlarda ise, taraflar yüz yüze ise hemen, taraflar yüz yüze değilse, zamanında ve uygun bir şekilde iletilen kabul beyanının karşı tarafa ulaşmasına kadar, teklif bağlayıcılığını korur.

Bu genel kural, Türk Borçlar Kanunu’nun 293. maddesi ile istisna getirilerek değiştirilmiştir. Nitekim TBK m. 293’e göre, “Bir kimse başkasına bağışlamayı önerdiği bir malı, başka mallarından fiilen ayırmış olsa bile, bağışlananın kabulüne kadar, bağışlama önerisini geri alabilir.”

Bağışlama sözleşmesinde kabul, örtülü bir irade açıklamasıyla da mümkün olabilir. Bunun gerçekleşmesi için bağışlananın, bağışlama teklifini kurma amacını öğrenmiş olması şarttır; teklifin yalnızca kendisine ulaşmış olması yeterli değildir.

Bağışlama Sözleşmesinde Taraf Ehliyetleri

Bağışlama sözleşmesi iki taraftan oluşmaktadır. Bu taraflar bağışlayan ve bağışlanan şeklindedir.

Bağışlama yapabilmek için kural olarak kişinin fiil ehliyeti aranmıştır.

Fiil ehliyetine sahip olan herkes, eşler arasındaki mal rejiminden veya miras hukukundan doğan sınırlamalar saklı kalmak üzere, bağışlama yapabilir.(TBK m. 286/1)

Bağışlanan açısından ise kişinin ayırt etme gücünün olması yeterli sayılmıştır. Yasal temsilciye ise bu bağışlamayı ortadan kaldırma hakkı verilmiştir.

Fiil ehliyeti bulunmayan kişi ayırt etme gücüne sahipse, bağışlamayı kabul edebilir. Ancak, bağışlananın yasal temsilcisi bu kişinin bağışlamayı kabulünü yasaklar veya bağışlanılan şeyin geri verilmesini emrederse, bağışlama ortadan kalkar.(TBK m. 287)

Bağışlama Tipleri

Türk Borçlar Kanunu bazı bağışlama tiplerini ayrı ayrı başlıklandırmıştır. Bu tipler şöyledir;

Elden Bağışlama

Türk Borçlar Kanunu’nun 289. maddesine göre, “Elden bağışlama, bağışlayanın bir taşınırını bağışlanana teslim etmesiyle kurulmuş olur.”

Elden bağışlama, borç doğuran bir işlem olup, bu işlemde sözleşmenin kurulması ve yerine getirilmesi aynı anda gerçekleşir. Ancak elden bağışlamada, bağışlanan şeyin teslimi, tek başına bağışlamayı meydana getiren soyut bir tasarruf işlemi niteliğinde değildir.

Elden bağışlama yalnızca taşınır mallar ve alacakların bağışlanması durumunda söz konusu olabilir. Taşınır mallarda teslim, zilyetliğin her türlü devrini ifade eder. Buna karşılık, tapuya kayıtlı taşınmazlar ile bu taşınmazlar üzerindeki ayni haklar elden bağışlamaya konu edilemez.

Bağışlama Sözü

Bağışlama sözünde sözleşmenin ifası, sözleşmenin kurulduğu andan sonra gerçekleşmektedir. Bu sözleşmede, sözleşme ile tasarruf işlemi açıkça birbirinden ayrılmaktadır.

Bağışlama sözü vermenin geçerliliği, bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. 

Bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkın bağışlanması sözü vermenin geçerliliği, ancak resmî şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. 

Şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme, bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde, elden bağışlama hükmündedir. Ancak, geçerliliği resmî şekle bağlanmış olan bağışlamalarda bu hüküm uygulanmaz.

Koşullu Bağışlama

Bir bağışlama sözleşmesi, bir şarta bağlanabilir ve bu şartın gerçekleşmesiyle birlikte geçerlilik kazanır. Bağışlama işlemi, ister bozucu ister geciktirici bir şarta bağlı olsun, şartın bağlayıcılığı esastır; ancak bu şartın genel ahlaka veya hukuka aykırı olmaması gerekir. 

Sözleşmede belirlenen şart, bağışlayanın ölümünden sonra hüküm ifade edecekse, bu durumdan kaynaklanabilecek uyuşmazlıklarda Türk Medeni Kanunu’nda vasiyetnamelere ilişkin düzenlemeler uygulanır.

Yüklemeli Bağışlama

Bağışlananın belirli bir edimi yerine getirme yükümlülüğü altına girdiği bağışlama tipidir. Bu edim verme, yapma veya yapmama şeklinde olabilir. Yükleme, bağışlayan veya üçüncü bir kişi lehine öngörülebileceği gibi bağışlanan lehine de düzenlenebilir. Ancak yükleme olarak belirlenen edim, bağışlayan tarafından sağlanan edimle değişim ya da karşılıklılık ilişkisi içinde değildir. 

Bağışlayan, sözleşme gereğince bağışlanan tarafından kabul edilmiş olan yüklemelerin yerine getirilmesini isteyebilir ve bağışlayanın vefatı durumunda bu hak mirasçılarına geçer. Eğer bağışlanan, geçerli bir neden olmaksızın yüklemeyi yerine getirmezse, bağışlayan bağışlamayı geri alabilir ve bağış konusunun iadesini isteyebilir.

Yüklemeli Bağışlama

Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama

Bağışlayan, bağışlananın kendisinden önce ölmesi durumunda, sözleşmeye bağışlama konusunun kendisine dönmesi koşulunu koyabilir. Bu durumda bağışlama sözleşmesi geçmişe etkili olarak ortadan kalkar

Bağışlama konusu, taşınmaza veya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka ilişkin ise, bağışlayana dönme koşulu tapu siciline şerh verilebilir

Ölüme Bağlı Bağışlama

Bağışlama sözleşmesinin geçerliliğinin, bağışlayanın ölümüne bağlandığı sözleşme tipidir. Bu halde bağışlayan kişi vefat ettiğinde bağışladığı mallar bağışlayana geçer.

Bağışlama bir sözleşme niteliğinde olduğundan, bu tür bağışlamaların miras sözleşmesi şeklinde yapılması gereklidir. Ancak, şekil şartlarına uymayan bir bağışlama, tahvil yoluyla vasiyet olarak değerlendirilebilir. Şekil eksikliğinin yaptırımı mutlak hükümsüzlük değil, iptal edilebilirliktir.

Bağışlama Sözleşmesinde Şekil

Bağışlama sözleşmesinde şekil şartı sözleşmenin hangi tipte yapıldığına bağlı olarak değişmektedir. Kural olarak bağışlama sözleşmesinde herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır. Fakat bağışlama sözleşmesinin verildiği hallerde taşınır mallarda yazılı şekil şartı aranırken, taşınmaz mallarda da resmi şekil şartı aranmaktadır.

Bağışlayanın Borçları Nelerdir

Bağışlayan, sözleşme ile birlikte bağışlanan şeyin mülkiyetini bağışlanana geçirmek yükümlülüğü altına girmektedir.

Türk Borçlar Kanunu ise bağışlayanın sorumluluğunu şöyle düzenlemiştir;

Bağışlayanın sorumluluğu 

MADDE 294- 

Bağışlayan, bağışlamadan doğan zarardan bu zarara ağır kusuruyla sebep olmadıkça, bağışlanana karşı sorumlu değildir. 

Bağışlayan, bağışlanılan şey veya alacak hakkında ayrıca garanti sözü vermişse, bununla sorumlu olur.

Bağışlamanın Geri Alınması

Bağışlayan, bazı hallerde elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir

Bu durumlar ise kanunda şöyle sayılmıştır;

  • Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse.
  • Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa.
  • Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse.

Bağışlama Sözünün Geri Alınması

Bağışlama sözü veren de, bazı hallerde verdiği sözü geri alabilmektedir. Bu haller ise kanunda şöyle sayılmıştır;

  • Elden bağışlanılan bir malın geri verilmesini isteyebileceği sebeplerden biri varsa. 
  • Mali durumu, sonradan sözün yerine getirilmesini kendisi için olağanüstü ağır kılacak ölçüde değişmişse. 
  • Bağışlama sözü verdikten sonra, kendisi için yeni aile yükümlülükleri doğmuş veya bu yükümlülükleri önemli ölçüde ağırlaşmışsa.

Bağışlama sözü verenin borcunu ödeme güçsüzlüğü belirlenir veya iflasına karar verilirse, ifa yükümlülüğü ortadan kalkar.

Geri Almanın Süresi

Geri almanın süresi kanunda 1 yıl olarak belirlenmiştir.

Bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir.(TBK m. 297/1)

Geri Almanın Süresi

Mirasçıların Geri Alma Hakkı

Bağışlayan bir yıllık süre dolmadan ölürse, geri alma hakkı mirasçılarına geçer ve mirasçıları bu sürenin sona ermesine kadar bu hakkı kullanabilirler.

Bağışlayan, sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları, ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilirler. 

Bağışlanan, bağışlayanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldürür veya onun geri alma hakkını kullanmasını engellerse, mirasçıları bağışlamayı geri alabilirler.

Sonuç

Bağışlama işlemi, vergi hukukundan miras hukukuna, aile hukukundan medeni hukukun diğer alanlarına kadar oldukça geniş bir yelpazede etkisini gösterir. Bu kapsamda, bağışlama sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu’nun doğrudan düzenlemeleriyle birlikte, dolaylı olarak birçok farklı kanun hükmüyle de bağlantılıdır. Bağışlama sözleşmesinin yalnızca hukuki boyutu değil, aynı zamanda vergi yükümlülükleri ve olası uyuşmazlıklar açısından da dikkatle ele alınması gerekir. Bu nedenle, bağışlama sözleşmesiyle ilgili daha ayrıntılı bilgi almak, süreci eksiksiz ve doğru bir şekilde yürütmek için Ekin Hukuk Bürosundan profesyonel destek alabilirsiniz

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan Diler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu