Kısırlaştırma Suçu ve Cezası (TCK m.101)
Türk Ceza Kanunu’nun 101. maddesinde düzenlenen “kısırlaştırma suçu”, bir kişinin üreme yeteneğinin rızası dışında ortadan kaldırılmasını cezalandıran bir suçtur.
Bu suç, bireyin bedensel bütünlüğüne yönelik ağır bir müdahale olup, insanın doğuştan sahip olduğu üreme hakkını koruma amacı taşır.
Kişinin rızası olmadan kısırlaştırma işlemi yapılması, ciddi insan hakları ihlallerinden biri olarak kabul edilir. Suçun işlendiği durumlarda hem fiziksel hem de psikolojik zararlar meydana gelir.
Suçun Manevi Unsurları
Kısırlaştırma suçunun manevi unsuru kasttır. Fail, bu suçu işlerken mağdurun üreme yeteneğini bilerek ve isteyerek ortadan kaldırmalıdır. Bu durumda failin kısırlaştırma işlemini gerçekleştirdiğini ve mağdurun rızasının olmadığını bilmesi gerekir.
Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir, yani failin bu suçu işlerken bilinçli bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Suç, ancak kasıtlı olarak işlenebilir ve failin özel bir saik veya niyete sahip olması gerekmez; genel kast yeterlidir.
Fail, mağdurun üreme yeteneğini ortadan kaldırmak amacıyla doğrudan ya da dolaylı yollardan hareket edebilir. Örneğin, kısırlaştırma işlemi amacıyla cerrahi bir müdahalede bulunabilir veya çeşitli ilaçlar verebilir. Manevi unsur, failin kısırlaştırma amacını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesini gerektirir.
Suçun Maddi Unsurları
Kısırlaştırma suçunun maddi unsurları, fiil, fail, mağdur ve neticedir. Suçun faili, mağdurun üreme yeteneğini ortadan kaldıran kişi olabilir. Bu kişi doktor, sağlık personeli ya da başka herhangi biri olabilir. Failin tıbbi bilgiye sahip olup olmaması suçun oluşumunu etkilemez; kısırlaştırma işlemini gerçekleştiren kişi suçun faili olur. Mağdur ise rızası olmaksızın üreme yeteneği ortadan kaldırılan kişidir.
Fiil, mağdurun üreme yeteneğinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu fiil cerrahi müdahale, ilaç verilmesi ya da başka herhangi bir yöntemle gerçekleştirilebilir. Netice ise mağdurun üreme yeteneğini kaybetmesidir.
Suçun tamamlanması için mağdurun üreme yeteneğinin kalıcı olarak ortadan kaldırılması şarttır. Eğer üreme yeteneği geçici olarak ortadan kaldırılırsa, teşebbüs aşamasında kalmış olabilir.
Hukuka Aykırılık Unsuru
Kısırlaştırma suçu, ancak hukuka aykırı bir şekilde işlendiğinde cezalandırılır. Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuatta bazı durumlarda kısırlaştırma işlemi hukuka uygun hale gelebilir.
Örneğin, kişinin kendi rızasıyla üreme yeteneğini ortadan kaldırmak amacıyla tıbbi bir müdahaleye başvurması durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkar. Aynı şekilde, tıbbi bir zorunluluk bulunması durumunda da, kişinin rızasıyla bu işlem yapılabilir.
Ancak mağdurun rızası olmadan kısırlaştırma işlemi gerçekleştirilirse, bu işlem hukuka aykırı kabul edilir ve suç teşkil eder. Kısırlaştırma işleminin hukuka uygun sayılabilmesi için, mağdurun açık ve özgür iradesiyle rıza göstermesi gerekmektedir.
Suçun Özel Görünüş Biçimleri
Kısırlaştırma suçunda teşebbüs mümkündür. Failin kısırlaştırma amacına yönelik icra hareketlerine başlaması ancak neticeyi elde edememesi durumunda teşebbüs hükümleri devreye girer. Örneğin, fail cerrahi bir müdahale yapmış ancak mağdurun üreme yeteneği ortadan kaldırılamamışsa, suç teşebbüs aşamasında kalmış olur.
İştirak de bu suç açısından mümkündür. Birden fazla kişinin bu suça birlikte katılması halinde, iştirak hükümleri uygulanır. Bir kişi kısırlaştırma fiilini gerçekleştirirken diğer kişi yardım edebilir ya da azmettirebilir. Suçun işlenmesine yardım eden ya da suça azmettiren kişiler de suça iştirak etmiş sayılır ve cezalandırılır.
Muhakeme
Kısırlaştırma suçu, şikayete bağlı olmayan bir suçtur; bu nedenle resen soruşturulup kovuşturulur. Savcılık, suç işlendiği yönünde bir bilgiye ulaştığında doğrudan soruşturma başlatır.
Soruşturma sonucunda suçun işlendiği tespit edilirse fail hakkında kamu davası açılır. Mahkeme, olayın koşullarını, failin suç işleme kastını, mağdurun durumunu ve suçun işlenme biçimini dikkate alarak cezayı belirler.
TCK m.101’e göre kısırlaştırma suçu, mağdurun rızası olmaksızın işlenirse fail, ağır cezalarla karşı karşıya kalabilir. Ancak failin bu eylemi bir sağlık personeli ya da doktor olarak işlemesi durumunda ceza artırılabilir. Mahkeme, suçun nitelikli hallerini, failin kast derecesini ve diğer ceza indirim sebeplerini dikkate alarak nihai kararı verir.
Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN