Genel Hukuki Bilgiler

Kovuşturma Evresi

İddianamenin kabul edilmesinden hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre kovuşturma evresidir. Soruşturma bitip kovuşturma başladıktan sonra kişiye şüpheli denmez sanık denmeye başlanır.

Kovuşturma evresi dört aşamadan oluşmaktadır bu evreler şöyledir;

  • Duruşma hazırlığı,
  • Duruşma,
  • Son karar,
  • Yasa yolları.

Duruşma Hazırlığı

İddianame kabul edildikten sonra duruşma hazırlığı yapılır. Bu aşamada duruşmada hangi kişilerin dinleneceği, hangi kanıtların inceleneceği, yargılamanın ne kadar süreceğine dair hedef süre formu da oluşturulmaktadır.

Yukarıda sayılan hususlar mahkeme tarafından düzenlenen tensip zaptında belirtilir. Bu zaptta hangi işlemlerin yapılacağı yer alır ve bu işlemler duruşmadan önce yerine getirilir;

  • Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır.
  • İddianame, çağrı kâğıdı ile birlikte sanığa tebliğ olunur.
  • Tutuklu olmayan sanığa tebliğ olunacak çağrı kâğıdına mazereti olmaksızın gelmediğinde zorla getirileceği yazılır. 
  • Tutuklu sanığın çağrılması duruşma gününün tebliği suretiyle yapılır. Sanıktan duruşmada kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmesi istenir; müdafii de sanıkla birlikte davet olunur. 
  • Çağrı kâğıdının tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunması gerekir
  • Delillerin karartılması ihtimali bulunuyorsa mahkeme olay yerinde keşfe karar verir.
  • Olayın aydınlatılmasına yardımcı olacak ilgili kişiler duruşmaya davet edilir.

Duruşma Hazırlığı

Duruşma

Duruşma hazırlıkları yapıldıktan sonra belirlenen gün ve saatte duruşma yapılır.

Duruşmada Hazır Bulunması Gereken Kişiler

Duruşmada bazı kişilerin bulunması kanunen zorunlu sayışmıştır bu kişiler şöyledir;

  • Hükme katılacak hâkimler,
  • Cumhuriyet savcısı,
  • Zabıt kâtibi,
  • Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafii.

Duruşmaya yalnızca tek savcı ve avukat katılabilir diye bir zorunluluk bulunmamaktadır. Birden çok Cumhuriyet savcısı ve birden çok avukat aynı zamanda duruşmaya katılabilecekleri gibi aralarında işbölümü de yapabilirler.

Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak, zorunlu hâllerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilir.

Duruşmanın Başlaması

Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar.

Duruşmada, sırasıyla; 

  • Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır, 
  • İddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır, 
  • Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir. Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
  • Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.
  • Daha sonra mağdur veya suçtan zarar gören kişi dinlenir. Bu kişilere, şikayetçi olup olmadıkları sorulur. Eğer şikayetçiler ise davaya katılmak istiyorlar mı diye sorulur.
  • Delillerin ortaya konulmasına başlanır ancak, sanığın tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış olması, delillerin ortaya konulmasına engel olmaz. Ortaya konulan deliller, sonradan gelen sanığa bildirilir.
  • Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir. Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık ve müdafii ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.
  • Hüküm verilmeden önce sanığa son sözü sorulur. Bu aşamada zorunlu müdafiin hazır bulunmaması hükmün açıklanmasına engel teşkil etmez.
  • Son söz de sorulduktan sonra hüküm açıklanır ve duruşma sona erer.

Duruşma Tutanağı Nedir?

Duruşma için tutanak tutulur. Tutanak, mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır. Duruşmada yapılan işlemlerin teknik araçlarla kayda alınması halinde, bu kayıtlar vakit geçirilmeksizin yazılı tutanağa dönüştürülerek mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.

Duruşma tutanağında; 

  • Oturumlara katılan sanığın, müdafiin, katılanın, vekilinin, kanunî temsilcisinin, bilirkişinin, tercümanın, teknik danışmanın adı ve soyadı, 
  • Duruşmanın seyrini ve sonuçlarını yansıtan ve yargılama usulünün bütün temel kurallarına uyulduğunu gösteren unsurlar, 
  • Sanık açıklamaları, 
  • Tanık ifadeleri, 
  • Bilirkişi ve teknik danışman açıklamaları, 
  • Okunan veya okunmasından vazgeçilen belge ve yazılar, 
  • İstemler, reddi halinde gerekçesi, 
  • Verilen kararlar, 
  • Hüküm, yer alır.

Duruşmanın Aleniyet

Kural olarak duruşma herkese açıktır. Fakat bazı hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu duruşmanın kapalı yapılması gerektiğini düzenlenmiştir.

Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir. (CMK m. 182/2)

Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır.

Sanık, onsekiz yaşını doldurmamış ise duruşmanın kapalı yapılması zorunludur; hüküm de yine kapalı duruşmada açıklanır.

Duruşmanın Aleniyet

Duruşmanın Düzen ve Disiplini

Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır. 

Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder. 

Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhâl dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.

Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme gerek görürse sanığın yokluğunda duruşmayı bitirebilir fakat sanığın müdafii yoksa barodan müdafi görevlendirmesini ister.

Duruşmada Suç İşlenmesi

Duruşma sırasında suç işlenirse mahkeme bu konuda da işlem yapar, bu husus Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “Bir kimse, duruşma sırasında bir suç işlerse, mahkeme olayı tespit eder ve bu hususta düzenleyeceği tutanağı yetkili makama gönderir; gerek görürse failin tutuklanmasına da karar verebilir.” şeklinde açıklanmıştır.

Doğrudan Soru Yöneltme

Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler.

Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.

Ek Savunma Hakkı

Hüküm ancak iddianamede gösterilen suça ilişkin verilebilir. Sanık hakkında iddianamede gösterilmemiş bir yasa hükmünden ceza verilebilmesi için ek savunma verilmesi gerekir.

Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (CMK m. 226/1)

Ek savunma hakkının şu hallerde verilmesi gerekmektedir;

  • Sanığa isnat edilen suç vasfının değişmesi halinde ek savunma verilmelidir. Örneğin güveni kötüye kullanma suçundan dolayı yargılama yapılırken suçun hırsızlık kapsamında girdiği anlaşılırsa, hırsızlık suçundan hüküm kurulabilmesi için sanığa ek savunma hakkı verilmelidir.
  • Cezanın artırılmasını gerektirecek hâller ilk kez duruşma esnasında ortaya çıkarsa sanığa ek savunma hakkı verilir.
  • Teşebbüs hükümlerine göre yargılaması yapılan bir davada tamamlanmış suç hükümlerine göre hüküm kurulacaksa sanığa ek savunma hakkı verilmelidir.
  • Cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında sanığa ek savunma hakkı verilir.

Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.

Ek savunma ile ilgili yazılı bildirimler, sanığa ve varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır. Sanığın dosyada var olan son adresine bildirim yapılamaması veya bildirime rağmen duruşmaya gelmemesi halinde müdafie yapılan bildirimler yeterli kabul edilir.

Ek savunma hakkı yalnızca sanığın aleyhine olan durumlarda verilmez. Eğer suç vasfı sanığın lehine değişecekse de yine sanığa ek savunma hakkı verilmelidir. Fakat suç vasfı değişmeden yalnızca cezası azaltılacaksa bu durumda ek savunma hakkı verme zorunluluğu yoktur.

Hüküm Nedir?

Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür. Hükmün verilmesi ile ilk derece mahkemesindeki yargılama sona erer.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan DİLER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu