Ölümlü Trafik Kazasında Ortaya Çıkan Zararlar Nelerdir?
Trafik kazasında hayatını kaybeden kişinin yakınları (ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler), mirasçı olsun ya da olmasınlar ölen kişinin desteğinden yoksun kaldıkları için destekten yoksun kalma tazminatı ve bununla birlikte cenaze, defin ve hastane masraflarını talep edebilirler.
Ayrıca ölen kişinin yakınları yaşadıkları acı ve üzüntü sebebiyle manevi tazminat talep etme hakkına da sahiptirler. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarında manevi tazminat taleplerinde zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Kimler Ölüm Nedeniyle Manevi Tazminat İsteyebilir?
Ölümle sonuçlanan trafik kazası, iş kazası veya diğer haksız fiil olaylarında manevi tazminat talep edebilecek kişiler, ölen kişinin yakınlarıdır. Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 56, bu konuda temel yasal dayanak sağlar.
Manevi tazminat talep edebilecek kişiler genelde şu şekilde sıralanır:
Eş ve Çocuklar
Ölen kişinin eşi ve çocukları, manevi tazminat isteme hakkına sahiptir. Bu kişiler, ölen kişiyle en yakın duygusal bağı olan bireylerdir.
Anne ve Baba
Ölen kişinin anne ve babası, özellikle de ölen kişinin desteğine muhtaç veya onunla güçlü duygusal bir bağa sahip iseler, manevi tazminat talep edebilir.
Kardeşler
Kardeşler, ölen kişiyle aralarındaki yakın ilişkiyi ispat etmeleri durumunda manevi tazminat talep edebilir. Bu durum genelde birlikte yaşama, sıkı bir bağın varlığı gibi unsurlara dayanır.
Nişanlı veya Yakın Akrabalar
Eğer ölen kişiyle nişanlı olan bir kişi, aralarındaki özel yakınlığı ve manevi zararı ispat edebilirse manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Yakın akrabalar (örneğin dayı, teyze, amca, hala) da aralarındaki özel ilişkiyi ve manevi zararı ispat edebilirse bu hakka sahip olabilir.
Destek Alanlar
Ölen kişinin bakımını veya desteğini sağladığı kişiler (örneğin büyükanne, büyükbaba ya da kardeş çocukları), bu kaybın yarattığı manevi zararı kanıtlayarak tazminat talep edebilir.
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davalarında Manevi Tazminat ve Kusur Oranı
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi, bir kişinin ölümüne neden olan olaylarda, ölenin yakınlarının manevi tazminat talep edebileceğini düzenler. Manevi tazminat:
- Yaşanan acıyı ve elem duygusunu kısmen hafifletmek,
- Mağdur tarafın ruhsal bütünlüğünü yeniden sağlamak amacıyla verilir.
Manevi tazminat, bir ceza değil, mağduru tatmin etmeye yönelik bir telafi aracıdır. Bu nedenle miktar belirlenirken olayın özellikleri ve tarafların durumu dikkate alınır.
Kusur Oranının Manevi Tazminata Etkisi
Kusur oranı, manevi tazminatın belirlenmesinde önemli bir rol oynar:
- Tam Kusur: Ölenin ölümüne sebep olan kişinin tamamen kusurlu olduğu durumlarda, ölenin yakınlarının manevi tazminat talep etme hakkı tam anlamıyla doğar.
- Ortak Kusur: Eğer kazada ölen kişinin de kusuru varsa (örneğin trafik kurallarını ihlal etmişse), mahkeme bu durumu değerlendirir ve tazminat miktarını kusur oranına göre azaltabilir.
- Mücbir Sebep ve Üçüncü Kişi Kusuru: Eğer kaza tamamen mücbir bir sebepten kaynaklanmışsa (örneğin doğal afet) ya da bir üçüncü kişi kusurluysa, manevi tazminat talebi buna göre şekillenir.
Kusurun Belirlenmesi
Trafik kazalarında kusur oranı, genellikle şu unsurlar göz önüne alınarak belirlenir:
- Trafik kazası raporu: Polis veya jandarma tarafından düzenlenen kaza tespit tutanakları, kusur oranını ortaya koymada temel belgedir.
- Adli bilirkişi raporu: Mahkemeler, kusur oranını netleştirmek için bilirkişiden rapor talep edebilir.
- Trafik kurallarının ihlali: Kırmızı ışık ihlali, hız sınırının aşılması, alkollü araç kullanımı gibi kuralların çiğnenmesi, kusur oranını belirlemede etkilidir.
Manevi Tazminatın Belirlenmesinde Dikkate Alınan Hususlar
Manevi tazminat miktarı belirlenirken şu faktörler göz önünde bulundurulur:
- Ölen kişinin yaşı: Genç yaşta hayatını kaybeden kişilerde, yakınların yaşadığı kaybın daha derin olacağı varsayılır.
- Yakınlık derecesi: Eş, çocuk, anne-baba gibi birinci derece yakınların manevi tazminat miktarı genelde daha yüksek olur.
- Kazanın vahameti: Kazanın meydana geliş şekli ve sonuçlarının şiddeti, tazminat miktarını etkileyebilir.
- Tarafların mali durumu: Hem mağdurun hem de kusurlu tarafın ekonomik durumu dikkate alınır.
- Kusur oranı: Kusurun paylaşımına göre tazminat miktarı artırılabilir veya azaltılabilir.
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davası Manevi Tazminat Miktarı
Kanunda, manevi tazminat miktarının teknik olarak hesaplanmasını sağlayan bir metot yoktur. Manevi tazminat miktarı, bazı kriterler değerlendirilerek somutlaştırılır. Manevi tazminat miktarını belirleyen kriterler şunlardır (TBK m. 47):
- Somut durumun özellikleri,
- Tarafların mali durumları,
- Tarafların olaydaki kusurlarının ağırlığı (kusur oranları),
- Meydana gelen manevi zararın büyüklüğü (Örneğin, ölüm, yaralanma veya sadece üzüntü duyulması),
- Olay tarihi itibariyle paranın satın alma gücü.
Manevi tazminat olarak belirlenecek miktar, tazminat sorumlusunu fakirleştirmemeli, tazminat alacaklısını da zenginleştirmemelidir.
Yukarıda gösterilen manevi tazminatı etkileyen haller her olayın özelliğine göre değişebileceğinden, hakim tazminatın miktarını belirlerken her somut olayın özelliğine uygun olarak takdir hakkını kullanmalıdır. Kararının gerekçesinde de manevi tazminatı etkileyen hallerin ve ölçütlerin neler olduğunu açıkça göstermelidir.
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davasında Manevi Tazminat Davasında Faiz Nedir?
Haksız eylemlerde faiz hesaplanırken işlenecek olan faizin hesabında ayrıca karşı tarafın temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Davacı faiz isteminde bulunurken yasal faize göre istemde bulunabilir. Zira Yargıtay kararlarında da bu şekilde bir ortak görüş bulunmaktadır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalılara ait E.yönetimindeki aracın çaptığını belirterek, hasar bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, kusur ve hasar miktarına itiraz ederek, davacı hasarının sigorta şirketince ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuyla belirlenen tazminatın kaza tarihinden işleyecek değişen oranlardaki yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına oybirliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 17.HD.15.02.2005, E.2005/1161 K. 2005/1152)
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Nedir?
Maddi ve manevi tazminat davası yetkili mahkeme davalının ikametgahındaki yer mahkemesi olurken davalının tüzel kişi olması durumunda tüzel kişinin merkezinin olduğu yerde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Davalı sayısının birden fazla olması durumunda ise davalılardan herhangi birinin yerleşim yerindeki mahkemede dava açılabilir.
Haksız fiil sebebi ile zarar gören kişiler haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde dava açma hakkına sahiptir. Bunun yanında haksız fiil işlendiği yerden farklı bir yerde zarara neden olduysa zararın oluştuğu yerdeki mahkemede dava açılabilmektedir. Haksız fiil sebebi ile zarar gören kişi ikametgahındaki mahkemede de tazminat davası açma hakkına sahiptir.
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davası İle İlgili Yargıtay Kararı
Somut olayda kaza 09.09.2006 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacıların desteği vefat etmiştir. Bir kişinin ölümüyle sonuçlanan söz konusu trafik kazası 5237 sayılı TCK’nin 85/1.maddesi kapsamında bir fiil niteliğindedir ve sürücü/davacıların desteğinin vefat etmiş olması ve murisin kusurlu olması sonuca etkili değildir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır.
Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, bu zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, eldeki davada zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu, davalı … şirketinin desteğin ölümü ile ortaya çıkan zarardan sorumlu olacağı (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar,HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1491 Esas 2013/74 Karar sayılı vs. ilamları uyarınca) gözetilerek tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk dairesinin 17.03.2020 tarih, 2019/1442-2020/507 sayılı kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373/2 maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Mehmet DUDAKLI