Vesayet Nedir? Türleri Nelerdir?
Vesayet, genel anlamda özel hukukta zayıf ve güçsüz durumda olan kişilerin korunmasına yönelik usul ve esasları düzenleyen bir hukuksal kurumdur. Velayete tabi olmayan küçükler ile kısıtlılar vesayet altına alınarak korunur.
Teknik anlamda vesayet, velayet altında bulunmayan tam ehliyetsizlerin ya da sınırlı ehliyetsizlerin kişilik ve mal varlıklarına ilişkin çıkarlarının korunmasını ve temsil edilmesini sağlayan kuralları içerir (TMK m. 404 vd.).
Vesayetin temel amacı, küçüklerin ve kısıtlıların kişiliklerinin ve mal varlıklarının korunması ile ailelerinin, üçüncü kişilerin ve kamu çıkarlarının gözetilmesidir.
Velayet ve vesayet altındaki kişiler ehliyet bakımından aynı konumda olduklarından, bu hükümler velayet altındakilere de uygulanabilir.
Vesayet Türleri Nelerdir?
Vesayet, kamu vesayeti ve özel vesayet olmak üzere ikiye ayrılır.
Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür ve genelde kamu hukuku kurumu olarak işlev görür. Vasi atama ve denetleme görevi devlet organlarına, yani mahkemelere aittir. Vasi, vesayet altındaki kişi adına devletin verdiği yetkileri kullanır ve gerektiğinde onu belirli işlemlerden men edebilir.
Özel vesayet ise, vesayet hak ve görevlerinin aile meclisi ve vasi gibi organlarca yürütülmesini kapsar.
Vesayet Organları Nelerdir?
Vesayet organları vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlardan oluşur (TMK m. 397/1). Kamu vesayeti, vesayet makamı (sulh hukuk mahkemesi) ve denetim makamı (asliye hukuk mahkemesi) tarafından yürütülür. Özel vesayet organları ise aile meclisi ve vasidir (TMK m. 398).
Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliğini ve mal varlığı ile ilgili menfaatlerini korumak ve hukuksal işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür.
Vesayet Dairelerinin Görevleri Nelerdir?
Vesayet daireleri, şikayet ve itirazları inceleme, izin verme, rapor ve hesapları değerlendirme gibi çeşitli görevler üstlenir. Vesayet makamının izninin zorunlu olduğu bazı durumlar olduğu gibi, izne gerek olmayan durumlar da vardır.
Vesayeti Gerektiren Durumlar Nelerdir?
Vesayet nedenleri yaş küçüklüğü ve kısıtlama olarak ikiye ayrılır.
Yaş Küçüklüğü Nedir?
Ergin olmayan çocuklar genellikle velayet altında bulunurlar. Ancak çocuk herhangi bir sebeple velayet altında değilse, bir vasi atanır. Ana ve baba evli değilse, velayet anaya aittir.
Kısıtlama Nedir?
Kısıtlama, yasal nedenlerden biri gerçekleştiğinde, ergin bir kişinin eylemlerinin mahkemece sınırlandırılmasıdır.
Kısıtlama Nedenleri Nelerdir?
Kısıtlama nedenleri şunlardır:
- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı: Akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle işlerini göremeyen veya sürekli yardıma ihtiyaç duyan erginler kısıtlanır.
- Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, kötü yönetim: Bu nedenlerle mal varlığını kötü yöneten veya ailesini zor durumda bırakan erginler kısıtlanır.
- Özgürlüğü bağlayıcı ceza: Bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezasına mahkum olan erginler kısıtlanır. Ceza infaz kurumu, mahkumiyet kararını vesayet makamına bildirir.
- İstek üzerine: İşlerini gereği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin, kısıtlanmasını talep edebilir.
Vesayet Atamasında Usul Nedir?
Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir (TMK m. 411). Vesayet makamının izni olmadan vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yeri değiştiğinde yetki, yeni yerleşim yerindeki vesayet dairelerine geçer (TMK m. 412/2).
Vesayetin Sonuçları Nelerdir?
Hakim, yasal nedenlerden birinin gerçekleştiğini tespit ederse, kişinin kısıtlanmasına karar verir ve bu kişi kısıtlı olarak adlandırılır. Kısıtlama kararı, kişinin eylem ehliyetini sınırlandırır. Kısıtlama kararı tam ehliyetsiz kişiler için yenilik doğuran bir karar niteliğindedir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan bir ergin hakkında verilen kısıtlama kararı ise sadece mevcut durumu tespit eder.
Kısıtlama kararıyla birlikte kişiye bir vasi atanır (TMK m. 413). Kısıtlama kararı kesinleştikten itibaren sonuç doğurur ve eylem ehliyeti bu tarihten itibaren sınırlanmış olur. Kısıtlama kararı, iyi niyetli üçüncü kişilere ilan edilmeden önce etkili olmaz.
Kısıtlama kararı kesinleştiğinde hemen kişinin yerleşim yerinde ve nüfus kaydında ilan edilir. Bu ilan, kısıtlamanın bildirici niteliğindedir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Kübra DEMİR