Zapta Karşı Tekeffül

Türk Borçlar Kanununun 214 vd. Maddelerinde düzenlenmiş olan zapta karşı tekeffülü inceleyeceğiz.
Zapta Karşı Tekeffül Nedir?
Zapta karşı tekeffül yükümlülüğü, satıcının sattığı ve alıcıya teslim ettiği mal üzerinde üçüncü bir şahsın daha üstün bir hakkının bulunması nedeniyle malın alıcının elinden alınması durumunda doğan bir sorumluluktur.
Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.(TBK m. 214/1)
Satıcının Zapttan Sorumluluğunun Şartları
Satıcının sorumluluk şartlarını şöyle sıralayabiliriz;
Satış Sözleşmesi Geçerli Olarak Kurulmuş Olmalıdır
Satış sözleşmesi, geçerli olarak kurulmuş olmalıdır. Sözleşme geçersizse zapttan sorumluluk hükümleri uygulanmaz. Satıcının zapttan sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için taraflar arasında bir sorumsuzluk anlaşmasının bulunmaması gerekir.
Satılan Malın Zilyetliği Alıcıya Devredilmiş Olmalıdır
Satım konusu malın alıcıya aktarılmış olması gerekmektedir. Zira devir gerçekleşmeden önce, mal hâlâ satıcının mülkiyetinde ve zilyetliğinde bulunduğundan, üçüncü kişinin ileri süreceği hak talepleri doğrudan satıcıya yöneltilebilir. Eğer üçüncü kişi malı satıcının elinden alırsa, bu durumda satıcının alıcıya karşı edimini yerine getirmesi mümkün olmaz.
Alıcı, Üçüncü Kişinin Hakkını Sözleşmenin Kurulduğu Sırada Bilmemelidir
Alıcının sözleşmenin kurulduğu sırada, üçüncü kişinin satılan üzerindeki zaptı sağlayacak hakkını bilmemesi gerekir.
Alıcı, elinden alınma tehlikesini sözleşmenin kurulduğu sırada biliyor idiyse satıcı, ayrıca üstlenmiş olmadıkça bundan dolayı sorumlu olmaz. (TBK m. 214/2)
Üçüncü Kişi Sahip Olduğu Hakkını Alıcıya Karşı Kullanmış Olmalıdır
Üçüncü kişi herhangi bir zapt girişiminde bulunmadıkça, satıcının zapttan doğan bir sorumluluğu doğmaz. Satıcının sorumlu tutulabilmesi için, üçüncü kişinin satım konusu üzerindeki üstün hakkına dayanarak zapt talebini doğrudan alıcıya yöneltmesi gerekmektedir.
Satıcının Sorumluluğunun Sözleşme İle Kaldırılmamış Olması Gerekir
Taraflar arasında sorumsuzluk sözleşmesi yapılmış ise satıcının sorumluluğuna gidilemez. Fakat Türk Borçlar Kanunu’nda bu hususla ilgili bir istisna getirilmiştir, buna göre satıcı üçüncü kişinin hakkını gizlememiş olması gerekir;
Satıcı, üçüncü kişinin hakkını gizlemişse, sorumluluğunu kaldırma veya sınırlama konusunda yapılmış olan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. (TBK m. 214/3)
Alıcının Bildirim Külfeti
Kendisine dava açılması halinde alıcı, bu davayı satıcıya bildirmek zorundadır. Bildirim yapılması ile satıcı davayı takip etmek ve üçüncü kişiye karşı savunma yükümlülüğü altına girer.
Satılanın elinden alınması tehlikesi ile karşılaşan alıcı, kendisine karşı açılan davayı satıcıya bildirdiği zaman satıcı, durumun gereğine göre ve yargılama usulü uyarınca ya alıcının yanında davaya katılmak ya da alıcı yerine geçerek üçüncü kişiye karşı davayı takip etmek ve savunmak zorundadır. (TBK m. 215/1)
Bildirme, davaya katılmaya ve savunmaya elverişli bir zamanda yapılmışsa, alıcının aleyhinde verilen hüküm, onun ağır kusuru yüzünden verildiği ispat edilmedikçe, satıcı için de sonuç doğurur.
Dava, kendisine yüklenilemeyen sebeplerden dolayı satıcıya bildirilmemişse satıcı, zamanında bildirilmiş olsaydı daha elverişli bir hüküm elde edilebileceğini ispatladığı ölçüde sorumluluktan kurtulur.
Zapta Karşı Tekeffülde Alıcının Hakları
Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa, satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:
- Satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini.
- Satılanı elinden alan üçüncü kişiden isteyemeyeceği giderleri.
- Davayı satıcıya bildirmekle kaçınılabilecek olanlar dışında kalan bütün yargılama giderleri ile yargılama dışındaki giderleri.
- Satılanın tamamen elinden alınması yüzünden doğrudan doğruya uğradığı diğer zararları.
Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının satılanın elinden alınması yüzünden uğramış olduğu diğer zararları da gidermekle yükümlüdür.
Kısmi Zapt
Kısmi zapt, TBK m. 218’de düzenlenmiş olup, satım konusunun tamamen zapt edilmesinden farklı olarak, yalnızca belirli bir bölümü üzerinde üçüncü bir kişinin üstün hakkının bulunması durumunu ifade eder.
Satılanın bir kısmı elinden alınmış veya satılan sınırlı ayni bir hakla yüklenmişse alıcı, sadece bu yüzden uğradığı zararın giderilmesini isteyebilir. (TBK m.218/1)
Kısmi Zapt Halinde Alıcının Hakları
Kısmi zapt halinde alıcının haklarını şöyle sayabiliriz;
Alıcı uğranılan zarar sonucu uğradığı zararın tazminin isteyebilir.
Alıcı sözleşmenin sona erdirilmesini talep edebilir. Sözleşmenin sona erdirilmesinin hangi hallerde talep edilebileceği Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Ancak alıcının, satılandaki bu durumu bilseydi onu satın almayacağı durum ve koşullardan anlaşılıyorsa, alıcı hâkimden sözleşmenin sona ermesine karar vermesini isteyebilir. Bu durumda alıcı, satılanın elinde kalmış olan kısmını o zamana kadar elde etmiş olduğu yararlarla birlikte, satıcıya geri vermekle yükümlüdür. (TBK m. 218/2)
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan DİLER