Karma Hukuk

İhtiyati Haciz Nedir?

İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin mevcut veya açılacak bir takibin sonucunu güvence altına almak amacıyla mahkeme kararıyla borçlunun malvarlığına geçici olarak el konulmasını sağlayan bir hukuki tedbirdir. Bu uygulama yalnızca para alacakları için geçerlidir; para dışındaki alacaklar ihtiyati haciz kapsamına girmez. Yargıtay’ın içtihadı birleştirme kararı da bu yöndedir ve teminat alacakları için ihtiyati haciz uygulanamayacağını belirtmiştir. Dolayısıyla teminatın “depo edilmesi” amacıyla ihtiyati haciz kararı alınamaz.

Para alacağına ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması gerekir. Rehinle güvence altına alınmış para alacakları için ihtiyati haciz uygulanamaz (İİK m. 257/1). Ancak, kanun yalnızca rehinden bahsettiği için, alacak rehin dışında bir güvenceyle teminat altına alınmışsa ihtiyati haciz talep edilebilir. Örneğin, alacak bir kefaletle güvence altına alınmışsa, alacaklı yine de ihtiyati haciz isteyebilir.

Diğer yandan, rehinle teminat altına alınmış alacaklarda, önce rehne başvurma zorunluluğunun olmadığı hallerde ihtiyati haciz kararı alınabilir. Burada “teminat alacağı” ve “teminat altına alınmış alacak” kavramlarını ayırt etmek önemlidir. Teminat alacağı için ihtiyati haciz kararı verilemezken, teminat altına alınmış (ancak rehinle değil) bir alacak için ihtiyati haciz talep edilebilir. Yani, alacaklı teminatı depo ettiremez, ancak alacağını teminat altında olsa bile depo ettirebilir.

Bu çerçevede, ihtiyati haciz kararı verilemeyecek iki tür alacak şunlardır:

  • Teminat alacağı
  • Rehinle teminat altına alınmış alacak

İhtiyati haciz açısından, para alacağının kaynağı, sebebi veya dayandığı belgenin bir önemi yoktur. Bu nedenle, haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşmeden doğan para alacakları için de ihtiyati haciz talep edilebilir. Aynı şekilde, yabancı para alacakları da ihtiyati hacze konu olabilir.

Genel kural olarak, ihtiyati haciz istenen para alacağının vadesinin gelmiş olması gerekir (İİK m. 257/1). Vadesi gelmiş bir alacak için ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için teminat dışında ek bir şart aranmaz; borçlunun temerrüde düşmesi veya ona ihtar gönderilmesi gerekmez.

Ancak bazı istisnai durumlarda vadesi gelmemiş para alacakları için de ihtiyati haciz talep edilebilir. Bu istisnalar şunlardır (İİK m. 257/2):

  • Borçlunun belirli bir yerleşim yerinin olmaması,
  • Borçlunun taahhütlerinden kaçınmak amacıyla mallarını gizlemeye veya kaçırmaya hazırlanması,
  • Borçlunun taahhütlerden kurtulmak için kendisinin kaçmaya hazırlanması veya kaçması,
  • Borçlunun, alacaklının hakkını ihlal eden hileli işlemler yapması.

Borçlunun malvarlığında, taahhütlerinden kaçınma amacı taşımayan değişiklikler, ihtiyati haciz için geçerli bir sebep sayılmaz. Bu nedenle, borçlunun malvarlığındaki değişimin ihtiyati haciz gerekçesi olabilmesi için, somut olayda borçlunun taahhütlerinden kurtulma niyetinde olduğunun tespit edilmesi gerekir.

Ayrıca kanun ihtiyati haciz için bazı özel sebepler de öngörmüştür. Örneğin, tasarrufun iptali davası sürecinde, mahkeme alacaklının talebi üzerine, iptale tabi tasarruf konusu mala ihtiyati haciz kararı verebilir (İİK m. 281/2).

İhtiyati Haciz Nedir?

İhtiyati Haciz Kararının Alınması

Alacaklı, para alacağına ilişkin olarak genel mahkemelere başvurarak ihtiyati haciz talep edebilir (İİK m. 257/1). Bu konuda görevli mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre belirlenir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararını icra mahkemeleri değil, genel mahkemeler verir. Yetkili mahkeme ise genel haciz yolundaki yetki kurallarına göre tespit edilir (İİK m. 258/1, 50).

Mahkeme, ihtiyati haciz talebini değerlendirirken tarafları dinleyip dinlememe konusunda serbesttir (İİK m. 258/2). Yani, mahkeme ihtiyati haciz kararını, borçluyu dinlemeksizin de verebilir.  Ayrıca ihtiyati haciz talepleri basit yargılama usulüne göre incelenir (HMK m. 316/1-e).

Alacaklı, mahkemeye alacağını ve gerektiğinde haciz sebeplerini kanıtlayacak deliller sunmak zorundadır (İİK m. 258/1). Ancak burada tam ispat şartı aranmaz; mahkemenin yeterli kanaate ulaşmasını sağlayacak ölçüde yaklaşık ispat yeterlidir.

Mahkeme, yaptığı inceleme sonucunda ihtiyati haciz talebini kabul veya reddeder. Talebin reddine ilişkin karar gerekçeli olarak verilir ve alacaklı, bu karara karşı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi, istinaf başvurusunu öncelikli olarak inceler ve verdiği karar kesin niteliktedir (İİK m. 258/3).

Eğer mahkeme ihtiyati haciz talebini kabul ederse, alacaklının teminat göstermesine karar verir (İİK m. 259/1). Ancak, ihtiyati hacze konu olan alacak ilama bağlı ise teminat aranmaz (İİK m. 259/2). Alacak ilam niteliğinde bir belgeye dayanıyorsa, teminat gerekip gerekmeyeceği mahkemenin takdirine bırakılmıştır (İİK m. 259/3). Bu kurallar, alacaklının Devlet olması durumunda da aynen uygulanır.

İhtiyati Haciz Kararının İcra Edilmesi

Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde, kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesine başvurarak kararın icra edilmesini talep etmelidir. Aksi takdirde, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden hükümsüz hale gelir (İİK m. 261/1).

İhtiyati haciz kararları, genel haciz yolundaki hükümlere göre uygulanır (İİK m. 261/2). Bu kapsamda, ihtiyaten haczedilen mallar üzerinde muhafaza tedbirleri alınır ve borçlunun bu mallar üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanır.

İhtiyati haczin icrasına ilişkin şikayetler, kararı uygulayan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır (İİK m. 261/3).

Haczi icra eden memur, haczedilen mallar ve kıymetleri belirterek bir tutanak düzenler. Bu tutanak derhal icra dairesine teslim edilir (İİK m. 262/1). İcra dairesi, ihtiyati haciz tutanağının birer suretini, haciz sırasında hazır bulunmayan alacaklıya, borçluya ve gerekirse üçüncü kişiye 3 gün içinde tebliğ etmek zorundadır (İİK m. 262/2).  Normal haciz tutanağının ilgililere tebliği zorunlu olmayıp, ancak ihtiyati haciz tutanağının tebliği zorunludur.

İhtiyati Haciz Kararının İcra Edilmesi

İhtiyati Haczi Tamamlayan Merasim

Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan önce ihtiyati haciz uygulatan alacaklı, haczin uygulanmasından veya haciz yokluğunda haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya zorunludur (İİK m. 264/1). Alacaklı, bu süre içinde takip başlatır veya dava açarsa, ihtiyati haciz takibin veya davanın sonuna kadar devam eder.

İcra takibi başlatıldıktan sonra, borçlu ödeme emrine itiraz etmezse ihtiyati haciz kesinleşir. Ancak, borçlu ödeme emrine itiraz ederse, itiraz hemen alacaklıya tebliğ edilir. Alacaklı, bu tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını veya genel mahkemelerden itirazın iptalini istemek zorundadır (İİK m. 264/2). Eğer icra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini reddederse, alacaklı, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde dava açmalıdır.

Aynı şekilde, ihtiyati haciz kararına dayalı başlatılan iflas takiplerinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse, bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ edilir. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde asliye ticaret mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve borçlunun iflasını istemek zorundadır. Eğer borçlu ödeme emrine itiraz etmezse, bu durum da alacaklıya tebliğ edilir (İİK m. 264/2). Alacaklı, tebliğden itibaren asliye ticaret mahkemesinden borçlunun iflasını istemek zorundadır (İİK m. 264/3).

İhtiyati haciz, alacak davası mahkemede görüldüğü sırada konulmuşsa veya alacaklı ihtiyati haciz kararı üzerine mahkemede dava açmışsa, esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren 1 ay içinde alacaklı ilamlı takip talebinde bulunmak zorundadır (İİK m. 264/3).

Alacaklı, belirlenen süreleri geçirirse veya davasından ya da takip talebinden vazgeçerse, takip talebi kanuni sürelerin geçmesiyle düşerse, dava dosyası işlemden kaldırılıp 1 ay içinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa, ihtiyati haciz hükümsüz hale gelir. Bu durum, talepleri halinde ilgililere bildirilir (İİK m. 264/4).

Borçlu, ödeme emrine süresi içinde itiraz etmezse veya itirazı kesin olarak kaldırılır veya iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşür (İİK m. 264/5).

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Şevval Asude DOĞAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu